titanikdosyaresim
TİTANİC ( EFSANEVİ TRANSATLANTİC )
Tipi:,,,Transatlantik
Sahibi:...White Star Line
İnşası:...Harland and Wolff Tersanesi, Belfast, İrlanda
Kaptan:...Edward John Smith
Liman kaydı:...Liverpool, İngiltere
Üretimi:...31 Mart 1909
Denize inişi:...31 Mayıs 1911
Sefere çıkışı:.....10 Nisan 1912
Akıbeti:...Saat 23:40'da buzdağına çarptı (14 Nisan 1912). Saat 2:20'de battı (15 Nisan 1912). Enkazı 1985'te bulundu
Sahibi:...White Star Line
İnşası:...Harland and Wolff Tersanesi, Belfast, İrlanda
Kaptan:...Edward John Smith
Liman kaydı:...Liverpool, İngiltere
Üretimi:...31 Mart 1909
Denize inişi:...31 Mayıs 1911
Sefere çıkışı:.....10 Nisan 1912
Akıbeti:...Saat 23:40'da buzdağına çarptı (14 Nisan 1912). Saat 2:20'de battı (15 Nisan 1912). Enkazı 1985'te bulundu
GENEL ÖZELLİKLER
Tonajı:46.328 groston
Uzunluk:882 fit 9 inç (269 m)
Genişlik:92 fit 6 inç (28 m)
Yükseklik (azami):63 metre (omurgadan direğin tepesine kadar.)
Güç:24 çift-sonlu ve 5 tek-sonlu İskoç buhar kazanlarından 215 psi basınç. İki yandaki pervaneler için iki adet dört silindirli üç genişlemeli karşılıklı hareket eden motorların herbiri 16000 bg (12 MW) güç üretiyor. Merkez pervane için bir düşük basınçlı (7 psi civarında ) buhar türbini 18000 bg (13.5 MW) güç üretiyor. Toplam 50,000 bg (37 MW)
Tahrik kuvveti:İki, tunç, üç kanatlı, yan pervaneler ve bir, tunç, dört kanatlı, merkez pervane.
Hız:23 knot (42,5 km/sa.) (26,4 mil/sa.)
İnsan Kapasitesi:1912 - Toplam 2.223
Birinci Sınıf:329
İkinci Sınıfı:285
Üçüncü Sınıfı:710
Mürettebat:899
Uzunluk:882 fit 9 inç (269 m)
Genişlik:92 fit 6 inç (28 m)
Yükseklik (azami):63 metre (omurgadan direğin tepesine kadar.)
Güç:24 çift-sonlu ve 5 tek-sonlu İskoç buhar kazanlarından 215 psi basınç. İki yandaki pervaneler için iki adet dört silindirli üç genişlemeli karşılıklı hareket eden motorların herbiri 16000 bg (12 MW) güç üretiyor. Merkez pervane için bir düşük basınçlı (7 psi civarında ) buhar türbini 18000 bg (13.5 MW) güç üretiyor. Toplam 50,000 bg (37 MW)
Tahrik kuvveti:İki, tunç, üç kanatlı, yan pervaneler ve bir, tunç, dört kanatlı, merkez pervane.
Hız:23 knot (42,5 km/sa.) (26,4 mil/sa.)
İnsan Kapasitesi:1912 - Toplam 2.223
Birinci Sınıf:329
İkinci Sınıfı:285
Üçüncü Sınıfı:710
Mürettebat:899
Titanik, ilk ve son seferini 15 Nisan1912'de yapan büyük yolcu gemisi. Gemi İngiltere'nin Southampton limanından yola çıkmış, Newfoundland'da buzdağına çarparak batmıştır. Gemide bulunan 2.224 yolcudan 1.513'ü ölmüştür. Kaza, bu büyüklükteki bir gemide yeterli filikanın bulunmaması ve kaza hakkında oluşturulan komplo teorileriyle de efsaneleşmiş, Titanik ve yolcuları onlarca filme konu olmuşlardır.
Yapımında o günlerde üretilen en kaliteli çeliğin kullanıldığı Titanik'in inşasında 17.000 işçi çalışmıştır. Geminin batmasında, çok sert ve dolayısıyla esnekliği çok az olan bu kaliteli çeliğin payının da olduğu düşünülmektedir. Yapımcıları ve mühendisleri, en kötü ihtimalde, yani Titanik'in aynı büyüklükte başka bir gemiyle çarpışması durumunda bile batmasının en az iki gün alacağını, bu süre içinde de mutlaka yardım ulaşacağını varsaymışlardı. Ancak düşünüldüğü gibi olmamış ve gemi üç saat gibi kısa bir süre içinde Kuzey Atlantik'in buzlu sularına gömülmüştür. Birinci sınıf kamaraların 55 bin dolara (günümüz değeriyle yaklaşık 2 milyon dolar) satıldığı yolculukta Avrupa ve ABD'nin en zenginlerinin yanı sıra geminin yapımcısı Thomas Andrews de yer alıyordu.
1985 yılında denizbilimci Bob Ballard, Titanik'in enkazını yaklaşık 3.800 metre derinlikte bulmayı başardı. Ancak kazada ölenlere duyulan saygı nedeniyle enkazdan hiçbir şey çıkarılmadı.
Yapımında o günlerde üretilen en kaliteli çeliğin kullanıldığı Titanik'in inşasında 17.000 işçi çalışmıştır. Geminin batmasında, çok sert ve dolayısıyla esnekliği çok az olan bu kaliteli çeliğin payının da olduğu düşünülmektedir. Yapımcıları ve mühendisleri, en kötü ihtimalde, yani Titanik'in aynı büyüklükte başka bir gemiyle çarpışması durumunda bile batmasının en az iki gün alacağını, bu süre içinde de mutlaka yardım ulaşacağını varsaymışlardı. Ancak düşünüldüğü gibi olmamış ve gemi üç saat gibi kısa bir süre içinde Kuzey Atlantik'in buzlu sularına gömülmüştür. Birinci sınıf kamaraların 55 bin dolara (günümüz değeriyle yaklaşık 2 milyon dolar) satıldığı yolculukta Avrupa ve ABD'nin en zenginlerinin yanı sıra geminin yapımcısı Thomas Andrews de yer alıyordu.
1985 yılında denizbilimci Bob Ballard, Titanik'in enkazını yaklaşık 3.800 metre derinlikte bulmayı başardı. Ancak kazada ölenlere duyulan saygı nedeniyle enkazdan hiçbir şey çıkarılmadı.
Titanic neden battı?
Herhangi bir nedenle gemi alttan bir darbe aldığında sadece darbeyi alan bölüm su alacaktı. En kötü olasılık olarak iki geminin çarpışması durumunda dahi kompartmanların bir kısmı su alacak, bu durumda da geminin batması en az üç gün sürecekti. Bu kadar uzun bir sürede mutlaka yardım geleceği düşünülürse Titanic dünyanın en güvenilir gemisiydi. Üstelik dünyanın en kaliteli çeliği bu gemi için kullanılmıştı.
Hesap tutmadı
Ancak ne yazık ki hepimizin bildiği gibi Titanic, dünyanın en büyük deniz faciasının kurbanı olmaktan kurtulamadı. Batmaz denilen gemi 3 saat gibi kısa bir sürede Grönland açıklarında Okyanusun soğuk sularına gömüldü. Yıllardan beri sadece Titanic'in bir buz dağına çarpması sonucu battığını biliyoruz. Zaten herkesin bildiği de buydu. Ancak soğuk bir Nisan akşamı okyanusun dibini boylayan geminin neden battığını anlamak için, okyanusun dibine kadar inmek gerekti. Bunun için ise tam 73 sene beklendi. 1985 yılında bir denizbilimci olan Bob Ballard, Titanic'in enkazını 12 bin 612 feet derinlikte bulmayı başardı. İlk bilimsel araştırma takımının Titanic'e ulaşması ise 1991 yılında gerçekleşti. Dalış sırasında ölenlere saygı göstermek amacıyla hiç bir kişisel eşya yukarı çıkarılmadı. Ancak bilimsel araştırmaların sürdürülmesi amacıyla gemi enkazından ****l parçalar toplandı. Toplanan parçalar ve enkazın deniz dibindeki görüntüsü artık bir devin, Titanic'in bir buzdağına nasıl boyun eğdiğini gözler önüne seriyor. Titanic'i iki ayrıntı batırdı. Üstelik bu iki ayrıntı Titanic'i, yaratıcılarının en güvendiği noktalardan vurdu.
Bıçak gibi yardı
İlk ayrıntı geminin alttan, önden ya da arkadan darbe alacağını hesaplayan mühendisleri yanılltı. Gece karanlığında yol alan Titanic buzdağını gördüğünde kurtulmak için çok geçti. Eğer nöbet tutan gözcüler buzdağını farketmeseydi ve gemi doğrudan buzdağına çarpsaydı önden hasar alacak, ön taraftaki kompartman suyla dılacaktı. Ancak Titanic batmamış olacaktı. Fakat buzdağı görüldü ve son bir umutla manevra yapıldı. Dünyanın en büyük gemisi kendini kurtaramadı ve buzdağı geminin yan tarafını baştan sona bir bıçak gibi kesti. Tek kompartman yerine bütün kompartmanlar suyla doldu ve Titanic battı.
Çelikteki sülfür
Titanic'i tarih yapan ikinci ayrıntı ise, dönemin en güçlü çeliğini döken mühendislerin, ****le gerekli esnekliği veren maddeleri eklememiş olmaları. Deniz dibinden çıkarılan çelik parçalarla, günümüzde gemilerde kullanılan çelik üzerinde yapılan testler bunu açıkça ortaya koydu. Geminin battığı bölgedeki su sıcaklığı olan -1 derecede alkol içinde yapılan testlerde günümüzde kullanılan çelik darbe karşısında V şeklinde bükülürken, Titanic'ten çıkan çelik parçaları önce direnç gösterdi ancak ardından esneme göstermeden parçalandı. Modern teknoljiyle üretilen çeliğin aynı şekilde parçalanması için - 60, -70 dereceye kadar soğutulması gerekiyor. Ancak dönemin mühendislerini bu konuda suçlamamak gerekiyor. Mühendislerin dayanıklılık vermesi için çelikte kullandıkları bol miktardaki sülfürün çeliğin kırılganlığını arttırdığını o zamanlar kise bilmiyordu.
BATIK KAŞİFİ Robert D. Ballard'IN GÖZÜYLE TİTANİC
Enkaz alanı beni çok derinden etkiledi. Newfoundland'in 550 kilometre açığında, denizin derinliklerinde bambaşka bir dünyadan gerçekötesi görüntüler sunan bu bölgede 15 Nisan 1912'nin ilk saatlerindeki dondurucu soğukta yaşamını yitiren insanlar bana bir kez daha seslendi.
Dipte bir kasa şampanya yatıyor; şişelerin mantarları hâlâ yerinde. Titanik'in zengin ve güçlü insanlar için üstlendiği yüzer saray rolünü anımsatan bir görüntü bu. Organik madde yiyen yumuşakçalar şişelerin bulunduğu kasayı çoktan yok etmiş. Gözüm ansızın, yan yatmış bir kadın ayakkabısına kayıyor. Yakınında üç tarak, bir de belki de bir çocuğa ait olan daha küçük bir çift ayakkabı var. Onların yanında da bir el aynası.
Bu nesneler dipte nasıl biraraya gelmiş olabilir? Büyük ayakkabı, kızının güzel saçlarını tarayan bir anneye mi aitti? Küçük kızın belki de bir zamanlar bu aynadan yansımış yüzü neye benziyordu? Biraz ötede başka ayakkabılar da vardı; küçük bir kıza ait bir çift ile bir denizcinin olduğunu tahmin ettiğim siyah yağmurluğun yanında da bir diğer çift. Bir çift ayakkabı 3800 metre batıp, bu kadar yan yana dibe oturamaz. Belli ki yolculuğu birlikte yapmışlar.
Titanik'i bir Fransız–Amerikan ekibin üyesi olarak keşfedeli 19 yıl olmuştu. Ne derece değiştiğini görmek üzere geri gelmiştim. RMS Titanic, Inc. adlı özel bir batık çıkarma şirketinin buraya pek çok kez daldığını; kutsal bir mezar olarak gördüğüm bu yerden, yasalara uygun olarak binlerce obje çıkardığını biliyordum. Rus denizaltıları Hollywood film yapımcısı James Cameron ile diğer bazı insanları batığa getirmiş; herhangi bir yasayı çiğnememiş, ancak enkaza çarptıkları rapor edilmişti. RMS Titanic, Inc. geminin bir parçasını çıkarmaya çalışırken, yolcu gemileri bu alanda daireler çizmişti. Bir bira şirketi mal kurtaran şirketin dipten bira şişeleri çıkarmasını izleme fırsatı için bir yarışma düzenlemişti. Hatta New Yorklu bir çift nikâhlarını burada kıymak üzere bir sualtı aracıyla Titanik'in pruvasına sert bir iniş yapmıştı. Tümü yanlışlarla dolu bir komediler zinciriydi –korktuğum başıma gelmişti. Titanik'in kalıntılarına saygı gösterilmesi gerektiğini ısrarla vurgulamıştım. Aksine, gemiyi panayırlarda sergilenen hilkat garibelerine çevirmişlerdi.
Dipte bir kasa şampanya yatıyor; şişelerin mantarları hâlâ yerinde. Titanik'in zengin ve güçlü insanlar için üstlendiği yüzer saray rolünü anımsatan bir görüntü bu. Organik madde yiyen yumuşakçalar şişelerin bulunduğu kasayı çoktan yok etmiş. Gözüm ansızın, yan yatmış bir kadın ayakkabısına kayıyor. Yakınında üç tarak, bir de belki de bir çocuğa ait olan daha küçük bir çift ayakkabı var. Onların yanında da bir el aynası.
Bu nesneler dipte nasıl biraraya gelmiş olabilir? Büyük ayakkabı, kızının güzel saçlarını tarayan bir anneye mi aitti? Küçük kızın belki de bir zamanlar bu aynadan yansımış yüzü neye benziyordu? Biraz ötede başka ayakkabılar da vardı; küçük bir kıza ait bir çift ile bir denizcinin olduğunu tahmin ettiğim siyah yağmurluğun yanında da bir diğer çift. Bir çift ayakkabı 3800 metre batıp, bu kadar yan yana dibe oturamaz. Belli ki yolculuğu birlikte yapmışlar.
Titanik'i bir Fransız–Amerikan ekibin üyesi olarak keşfedeli 19 yıl olmuştu. Ne derece değiştiğini görmek üzere geri gelmiştim. RMS Titanic, Inc. adlı özel bir batık çıkarma şirketinin buraya pek çok kez daldığını; kutsal bir mezar olarak gördüğüm bu yerden, yasalara uygun olarak binlerce obje çıkardığını biliyordum. Rus denizaltıları Hollywood film yapımcısı James Cameron ile diğer bazı insanları batığa getirmiş; herhangi bir yasayı çiğnememiş, ancak enkaza çarptıkları rapor edilmişti. RMS Titanic, Inc. geminin bir parçasını çıkarmaya çalışırken, yolcu gemileri bu alanda daireler çizmişti. Bir bira şirketi mal kurtaran şirketin dipten bira şişeleri çıkarmasını izleme fırsatı için bir yarışma düzenlemişti. Hatta New Yorklu bir çift nikâhlarını burada kıymak üzere bir sualtı aracıyla Titanik'in pruvasına sert bir iniş yapmıştı. Tümü yanlışlarla dolu bir komediler zinciriydi –korktuğum başıma gelmişti. Titanik'in kalıntılarına saygı gösterilmesi gerektiğini ısrarla vurgulamıştım. Aksine, gemiyi panayırlarda sergilenen hilkat garibelerine çevirmişlerdi.
BUNLARI BİLİYORMUYDUNUZ?
Tarihin en büyük deniz facialarından birini yaşayan Titanik , geride 1500'ü aşkın ölü bırakarak Kuzey Atlantik sularına gömülüşünden 92 yıl sonra bile hâlâ unutulmadı. Bu kadar ağır can kaybı dünyanın her yanında derin üzüntü ve öfke yaratmış, gemide yeterince cankurtaran sandalının bulunmaması birçok kimseyi sarsmıştı. Titanik 'in sandal kapasitesinin sınırlı olmasının dayanağı, 18 yıl önce henüz bu büyüklükte gemiler yokken İngiliz Ticaret Kurulu'nca belirlenmiş kurallardı. Oysa 1912'ye gelindiğinde, bu yönetmelik günün koşullarına uygun değildi. Gemi taşımacılığı sektörünün “herkese yetecek sandal” önlemi doğrultusunda bir güncelleme zamanının artık geldiğinin farkında olmasına karşın, gemi sahipleri sandal ekleme konusunda çekimserdi. Çünkü böyle bir uygulama kullanım alanını daraltacak, masraf çıkaracak ve yolcularda gemilerin güvenli olmadığı izlenimini uyandırabilecekti.
Titanik 'te bulunan sandalların sayısı gemideki insanların ancak yarısından biraz fazlasına yetecek düzeydeydi ve aslında yönetmelikçe öngörülen sayının da yüzde 17 üzerindeydi. Gemide bulundurulan 16 cankurtaran sandalının yanı sıra dört şişirme bot da vardı; bu 1178 kişiye yer sağlıyordu. Ne var ki, sadece 705 kişi kurtarıldı; geminin batmayacağı ve başka gemilerin çok geçmeden yardıma geleceği düşüncesiyle birçok yolcu gemiden ayrılmaya yanaşmadı.
Titanik 'te bulunan sandalların sayısı gemideki insanların ancak yarısından biraz fazlasına yetecek düzeydeydi ve aslında yönetmelikçe öngörülen sayının da yüzde 17 üzerindeydi. Gemide bulundurulan 16 cankurtaran sandalının yanı sıra dört şişirme bot da vardı; bu 1178 kişiye yer sağlıyordu. Ne var ki, sadece 705 kişi kurtarıldı; geminin batmayacağı ve başka gemilerin çok geçmeden yardıma geleceği düşüncesiyle birçok yolcu gemiden ayrılmaya yanaşmadı.
—Cate Lineberry-
TİTANİĞİN SON TANIĞIDA ÖLDÜ
BOSTON - Titanic kazasını hatırlayan son tanık ABD'li Lillian Gertrud Asplund, yakın zaman önce 99 yaşında hayatını yitirdi.
'Batması imkânsız' denen geminin 15 Nisan 1912'de uğradığı kazanın tanığı olan Asplund, o zaman beş yaşındaydı.
'Batması imkânsız' denen geminin 15 Nisan 1912'de uğradığı kazanın tanığı olan Asplund, o zaman beş yaşındaydı.
Biri 10, diğeri iki aylıktı
Kazanın ardından bu konuda nadiren konuşan kadının, yakın arkadaşlarına 'geminin sulara gömüldüğü ana şahit olduğunu' söylediği biliniyor.
Kazadan kurtulmayı başarmış iki kişi daha şu anda Britanya'da yaşıyor. Ancak o tarihte 10 aylık olan Joyce West Dainton ve iki aylık olan Elizabeth Gladys, ayrıntıları hatırlayabilecek durumda değiller.
Böylece kazanın son tanığı kalan Asplund, bu trajediyle ilgili konuşmaktan hep kaçındı.
Döneminin en çok ses getiren lüks gemisindeki 1503 yolcunun öldüğü kazada, Asplund ailesi dört çocuğuyla İsveç'ten ABD'ye dönüyordu. Kurtulmalarının ardından anne Asplund'un Worcester Telegram & Gazette adlı gazeteye verdiği demece göre, kaza şöyle yaşandı: "Üst güverteye çıktık. Buzdağlarını çevremizde görebiliyordum. Küçük kızım Lillie benimleydi. Kocam, 'Siz gidin, biz diğer botlara bineriz' dedi. Bunu söylerken gülümsüyordu."
Kazanın ardından bu konuda nadiren konuşan kadının, yakın arkadaşlarına 'geminin sulara gömüldüğü ana şahit olduğunu' söylediği biliniyor.
Kazadan kurtulmayı başarmış iki kişi daha şu anda Britanya'da yaşıyor. Ancak o tarihte 10 aylık olan Joyce West Dainton ve iki aylık olan Elizabeth Gladys, ayrıntıları hatırlayabilecek durumda değiller.
Böylece kazanın son tanığı kalan Asplund, bu trajediyle ilgili konuşmaktan hep kaçındı.
Döneminin en çok ses getiren lüks gemisindeki 1503 yolcunun öldüğü kazada, Asplund ailesi dört çocuğuyla İsveç'ten ABD'ye dönüyordu. Kurtulmalarının ardından anne Asplund'un Worcester Telegram & Gazette adlı gazeteye verdiği demece göre, kaza şöyle yaşandı: "Üst güverteye çıktık. Buzdağlarını çevremizde görebiliyordum. Küçük kızım Lillie benimleydi. Kocam, 'Siz gidin, biz diğer botlara bineriz' dedi. Bunu söylerken gülümsüyordu."
Hiç evlenmedi
Babasını ve üç kardeşini bir daha göremeyen Lillian Gertrud Asplund, hayatı boyunca hiç evlenmedi. Geçimini sağlamak için sekreterlik işlerinde çalışan kadın, acı kayıplar verdiği trajik kazanın üstesinden asla gelemediği söylenen annesine bakmak için erken emekli oldu. Asplund, Worcester'deki evinde uykusunda yaşamını yitirdi. (bbc, ap)
Babasını ve üç kardeşini bir daha göremeyen Lillian Gertrud Asplund, hayatı boyunca hiç evlenmedi. Geçimini sağlamak için sekreterlik işlerinde çalışan kadın, acı kayıplar verdiği trajik kazanın üstesinden asla gelemediği söylenen annesine bakmak için erken emekli oldu. Asplund, Worcester'deki evinde uykusunda yaşamını yitirdi. (bbc, ap)
RESİMLERLE TİTANİC