Pratik İngilizce
GÜNLÜK HAYAT
Merhaba. Hello. Hello.
Günaydın. Good morning. gud morning.
Tünaydın. Good afternoon. Gud aftırnun.
İyi günler. Have a nice day. Hev e nays dey.
İyi akşamlar. Good evening. Gud ivening.
İyi geceler. Good night. Gud nayt.
Bir şey değil. You’re welcome. Yur velkam.
Nasılsınız? How are you? Hav ar yu?
Sağolun, iyim. Thank you. I’m fine. Tenk yu. Aym fayn.
Evet. Yes. Yes.
Hayır. No. No.
Hanım. Mrs. Missis.
Bey. Mr. Mister.
Lütfen. Please. Pliz.
Affedersiniz. Excuse me. Ekskyuz mi.
Acıktım. I’m hungry. Aym hangri.
Susadım. I’m thirsty. Aym törsti.
Kayboldum. I’m lost. Aym lost.
Tamam. Ok. Okey.
Önemli. That’s important Dets importınt
İmdat. Help! Help.
Hoş geldiniz. Welcome Velkam.
Teşekkür ederim. Thank you. Senk yu.
Allahısmarladık Bye bye. Bay bay..
Güle güle. Good bye. Gud bay.
Yine görüşürüz. See you later. Si yu leytı.
Acele et. Hurry up. Höri ap.
Anlıyorum. I understand. Ay anderstend.
Anlamıyorum. I can’t understand. Ay kent anders-tend.
Biliyorum. I know. Ay nov.
Bilmiyorum. I don’t know. Ay dont nov.
İstiyorum. I want. Ay vont.
İstemiyorum. I don’t want. Ay dont vont.
Bana yardım edin. Help me. Help mi.
Dün. Yesterday. Yesterdey..
Bugün. Today. Tıdey.
Yarın. Tomorrow. Tumorov.
Sabah. Morning. Morning.
Öğle. Afternoon. Afternun.
Akşam. Evening. İvıning.
Gece. Night. Nayt.
Burada. Here. Hiyr.
Şurada. There. Dher.
Orada. There. Dher.
Sağda. On the right. On dı rayt.
Solda. On the left. On dı left.
Önde. On the front. On dı front.
Arkada. At the back. Et dı bek.
İlerde. Ahead. Ahed.
Tam karşıda, dosdoğru. straight ahead. Streyt ahed.
Elimde var. yes, on hand. Yes, on hend.
Elimde yok. no, not on hand. No, not on hend.
Merhaba. Hi. Hay.
Nasılsınız? How are you? Hav ar yu?
Teşekkür ederim, iyim. Siz nasılsınız ? Thank you, I’m fine. How are you? Senk yu, aym fayn. Hav ar yu?
Teşekkür ederim. Ben de iyim. Thank you, I’m fine, too. Senk yu, aym fayn, tuu.
Adınız ne? What’s your name? Vats yur neym?
Adım Sedat ONAR. Sizin adınız ne? My name is Sedat ONAR. What’s your name? May neym iz Sedat ONAR. Vats yor neym?
Nerelisiniz? Where are you from? Vher ar yu from?
Türküm. I’m Turkish. Aym törkiş.
Türkiyeliyim. I'm from Turkey. Aym from Törki.
Nerede kalıyorsunuz ? Where are you staying? Vher ar yu steying?
Dedeman Otel’de kalıyorum. I’m staying at the Dedeman Hotel. Aym steying et de Dedeman hotel.
Tanıştığımıza memnun oldum Nice to meet you. Nays tu mit yu.
Ben de memnun oldum Nice to meet you, too. Nays tu mit yu, tu.
Nasıl yardımcı olabilirim ? Can I help you? Ken ay help yu?
Buyrun ne istemiştiniz ? What would you like? What vuçyu layk?
Almanya’dan geliyorum. I’m coming from Germany. Aym kaming from cörmıni.
İtalya'nım. I’m Italian. Aym itelyen.
Tabii. It's possible. İts pasibıl.
Maalesef. Impossible. İmpasibıl.
Bir evde kalıyorum. I’m staying at a house. Aym steying et e haus.
Bir pansiyonda kalıyorum. I’m staying at a pension. Aym steying et e penşın.
Arkadaşımın yanında kalıyorum. I’m staying with my friend. Aym steying vit may frend.
Mesleğiniz nedir ? What’s your job? Vats yur cob?
Doktorum. I’m a doctor. Aym e doktır.
Ne iş yapıyorsunuz? What do you do ? Vat du yu du ?
Öğretmenim. I’m a teacher. Aym e tiçır.
Bunun adı ne? What is this? Vat iz diz?
Bu bir anahtardır. This is a key. Dis iz a ki.
Bu kim ? Who is this ? Vhu iz dis ?
Bu Ayşe hanım. This is Mrs. Ayşe. Dis iz mises Ayşe.
Tuvelet nerede? Where is the toilet? Vher iz de toylet?
Nereye gidiyorsunuz ? Where are you going ? Vher ar yu going?
Otele gidiyorum. I’m going to the hotel. Aym going tu de hotel.
Nereden geliyorsunuz ? Where are you coming from? Vher ar yu koming from?
İstanbul’dan geliyorum. I’m coming from Istanbul. Aym koming from İstanbul.
Yakında bir lokanta var mı? Is there a restaurant near here? iz dher e restorınt nir hir?
Evet karşıda bir tane var. Yes there is one across the street. Yes dher iz van ıkras dı strit.
Burada ucuz bir otel var mı? Is there a cheap hotel here? İz dher e çip hotel hiir?
Pahalı. Expensive. Ekspensiv.
Ucuz. Inexpensive. İnezpensiv.
Tren ne zaman kalkıyor? When is the train leaving? Vhen iz dı treyn liyving?
Şehir merkezine nasıl gidebilirim? How can I go to the town centre? Hav ken ay go tu dı tawn senter?
Dosdoğru gidiniz. Go straight ahead. Go streyt ıhed.
Hangi otobüs Taksim’e gider? Which bus goes to Taksim? Viç bas gouz tu Taksim?
87 nolu otobüs Taksim’e gider. Bus number 87. Bas namber 87.
Biraz İtalyanca biliyorum. I know a little Italian. Ay nov e lidıl itali-yen.
Lütfen kelimeyi sözlükte gösterin. Please show me the word in the dictionary. Pliz şov mi dı vörd in dı dikşı-neriy.
Lütfen daha ya-vaş konuşun.İyi anlamıyorum. Please speak a little slower. I can’t understand. Pliz spik e lidıl slover. Ay kent andırstend.
Bir dakika, sözlüğe bakayım. One minute, let me look up the word in the dictionary. Van minıt, let mi luk ap dı vörd in dı dikşıneriy
Lütfen bana yardım edebilir misiniz? Can you please help me? Ken yu pliz help mi?
Lütfen bana istasyonu tarif edebilirmisiniz? Can you please show me the way to the station ? Ken yu pliz şov mi dı vey tu dı steyşın ?
Bazı yollar trafiği açık bazıları kapalı. Some roads are open for traffic some are not. Sam rouds ar opın for trefik sam ar nat.
İstanbul yolu açık mı? Is the road to İstanbul available İz dı roud tu İs-tanbul aveylıbıl?
Hayır kar yü-zünden kapalı. No its blocked because of snow. No its blakıd bikoz of snouv.
Dolu yağıyor. It hails. it heyls.
Kar zincirleri gerekli. You need snow chains. Yu nid snouv ceynz.
Yollar buz tutmuş. The roads are icy. Dı rouds ar aysi.
Yağmur yağcak. It is going to rain İt iz going tu reyn
Pasaportunuz lütfen! Passport please! Pesport pliyz!
Buyrun pasaportum. Here is my pass-port. Hiyr iz may pes-port.
Vizeniz var mı? Do you have a visa? Du yu hev e visa?
Evet var. Yes I do. Yes ay du.
Türkiye’ye niçin geldiniz? Why did you come to Türkiye? Vay did yu kam tu Türkiye ?
Tatilimi burada geçirmek için. To spend my holiday. Tu spend may holidey.
Vizem yok. I don’t have a visa. Ay dont hev e visa.
Vizemi buradan alabilir miyim ? Can I get a visa here? Ken ay get e visa hiyr?
Konsolosluğu-muza telefon edebilir miyim? Can I telephone my embassy? Ken ay telefoun may embısi?
Transit yolcuyum. I’m a transit passenger. Aym e trensit pesencır.
Burada bir gün kalacağım. I’m going to stay here for one day. Aym going tu stey hiyr for van dey.
Gümrüğe tabi eşyanız var mı? Do you have any-thing to declare? Du yu hev eniting tu dikleyır?
Nerede para bozdurabilirim? Where can I exchange money? Vher ken ay eks-çeync maney?
Burada bir exchange bürosu var. Here is an exchange office. Hiyr iz en eksçeync ofis.
Ne bozdura-caksınız? What currency do you want to exchange? Vhat körensi du yu vant tu eksçeync?
Mark bozdur-mak istiyorum. I want to exchange Mark. Ay want tu eksçeync Mark.
Kaç mark bozdurmak istiyorsunuz? How much Mark do you want to ex-change? Hav maç mark du yu vant tu eksçeync?
Bu adrese git-mek istiyorum. I want to go to this address. Ay want tu go tu dis adres.
Sheraton Hotel’e gitmek istiyorum. I want to go to the Sheraton Hotel. Ay vant tu go tu dı Şerıtın hotel.
Marmaris’e git-mek istiyorum. I want to go to Marmaris. Ay want tu go tu Marmaris.
Tren istasyonu-na gitmek istiyorum. I want to go to the train station. Ay vant to go to dı treyn steyşın.
Tuvalet nerede? Where’s the toilet? Vheres dı toilet?
Kimliğiniz lütfen. Your id please. Ur aydı pliyz
İyi yolculuklar. Have a nice journey. Hev e nays cörney
Lütfen bir broşür verir misiniz? Can you give me a booklet? Ken yu giv mi e buklet?
Bavulumu bulamıyorum. I can’t find my baggage. Ay kent faynd may begıç.
Kayıp eşya için nereye baş-vurmalıyım? Where can I apply for lost things? Vher ken ay eplay for lost tingz?
Otobüs durağı nerede? Where’s the bus stop? Vhers dı bas stop?
Otel adresim budur. This is my hotel address. Dis iz may hotel adres.
Sola dönünüz. Turn left. Törn left.
En kestirme yol burası. This is the shortcut. Dis iz dı şortkat.
Üçüncü caddeden sola dönünüz. Turn left at the third street. Törn left et dı törd striyt.
Biraz ilerleyiniz, sağa dönünüz. Walk a little, then turn right. Volk a lıdıl then törn rayt.
Köprüden geçince sağa dönünüz. After crossing the bridge turn right. Aftır krosing dı briç törn rayt.
Sonra bir daha sorunuz. Later ask again. Leyter ask ıgen.
Oraya otobüsle gidebilirsiniz. You can go there by bus. Yu ken go dher bay bas.
Karşıda. It’s across the street. İts ıkras dı striyt.
Üçüncü sokak. The third street. Dı törd striyt.
Birinci cadde. The first street. Dı först striyt.
Çok yakın. It’s very near. İts veri niyr.
Meydan. Square. Sıkueyr.
Üçüncü bina. The third building. Dı törd bilding.
Biraz uzak. It’s a little far. İts e lıdıl far.
Sultanahmet’e ne taraftan gidebiliriz? How can I go to Sultanahmet? Hauv ken ay go tu Sultanahmet?
Lütfen bana haritada yolu gösterirmisiniz? Can you show me the way on the map? Ken yu şov mi dı vey on dı mep?
Şile buraya ne kadar uzakta? How far is Şile from here? Hauv far iz Şile from hiyr?
Afedersiniz, Ayasofya’ya gi-den yol bu mu? Excuse me, is this the way to Ayasofya? Ekskyuz mi, iz dis dı vey tu Ayasofya?
Bu yol tek yönlü mü? Is this a one way street? İz dis e van vey striyt?
Doğru yolda mıyım? Am I on the right way? Em ay on dı rayt vey?
İzmit’e giden yola nasıl çıkabilirim? How can I get to the road to İzmit? Hav ken ay ken get tu dı roud to İzmit?
Sakarya’ya kadar dosdoğru gidin. Go straight ahead until Sakarya. Go treyt ıhed antil Sakarya.
Yüz metre ilerden sola dönün. Turn left after 100 meters. Törn left aftır a handret mitırs.
Yanlış yolda-sınız, sekiz kilometre kadar geri gidin. You are on the wrong way, go back for 8 km. Yu ar on dı vrong vey, go bek for eyt kilomitırs.
Hız sınırını aştınız. You exceeded the speed limit. Yu eksiydıd dı spiyd limit.
Çok hızlı sürüyorsunuz. You are driving too fast. Yu ar drayving tu fast.
Ehliyetiniz lütfen. Driving license please. Drayving laysens pliz.
Bu bölgenin yol haritası var mı? Do you have a map of this area? Du yu hev e mep of dis eyreya?
Nerede ... bulabilirim? Where can I find ? Ver ken ay faynd?
Bana fazla pahalı olmayan bir .... önerebilir misiniz ? Could you recommend a reasonable.....? Kuc yu rikım-mend e riyzını-bıl..?
Buraya ne ka-dar uzaklıkta ? How far is it ? Hav far iz it?
Oraya nasıl giderim ? How do I get there? Hav du ay get der?
En yakın....? The closest....? Dı cılosızst...?
Fotoğrafçı The photographer / camerashop Dı fıtagrıfır / kımeraşop
Kitapçı. The bookshop. Dı bukşop.
Kütüphane. The library. Dı lilaybreri
Gazete bayisi. The newstand. Dı nüvstend.
Seyahat acentası. The travel agency. Dı trevıl ecınsi.
Banka. The bank. Dı benk.
Karakol. The police station. Dı polis steyşın.
Postahane. The post office. Dı post ofis.
Doktor. The doctor Dı daktır.
Ezcane. The hemist / drugstore. Dı hemist / dragstor.
Hastane. The hospital. Dı haspitıl.
Çiçekçi. The florist. Dı florist.
Kasap . The butcher. Dı batçır.
Ekmekçi. The baker. Dı beykır.
Fırın. The pastry / cake shop Dı pastri / keyk
Bakkal. The grocery / food store Dı grosıri/fud stor.
Süpermarket The supermarket Dı süpırmarkıt.
Kuru temizlemeci. The laundry. Dı laundri.
Çamaşırhane The laundrette Dı laundreyt.
Ayakkabı tamircisi. The shoerepairer. Dı şu ripayrır.
Elektrikçi. The electrician Dı elektrişın.
Benzin istasyonu. The petrol filling station. Dı petrıl filing steyşın.
Sanat galerisi. The art gallery. Dı ert galıri.
Antikacı. The antique shop. The antik şop.
Kuyumcu. The jeweller. Dı cuvılri.
Güzellik salonu The beauty salon. Dı biyuti selın.
Kuaför. The hairdresser . Dı heyirdressır
Mağaza. The ... store/ shop Dı.. stor / şap.
Ayakkabı. Shoe. Şu.
Ayakkabı mağazası Shoeshop. Şuşap.
Hediyelik eşya mağazası Souvenir shop. Suveynırşap.
Yardım edebilir miyim ? Can I help you? Ken ay help yu?
Size yardım edebilir miyim ? Can I help you? Ken ay help yu?
Mobilya. Furniture. Förniçır.
Giyecek / çamaşır Clothing. Klading.
Hafif Light Layt
Koyu Dark Dark
Büyük Big Big
Küçük Small Smol
Ağır Heavy Hevi
Bu çok dar / geniş It’s too tight / lose İts tu tayt / luz
Nereye ödemeliyim? Where do I pay? Ver du ay pey?
Nakit ödeyebilir miyim ? Can I pay cash ? Ken ay pey keş?
Bedeni uydu mu? Does it fit / is it your size? Daz it fir / iz it yor sayz ?
Koyu Dark Dark
Açık Light Layt
Mavi Blue Bulu
Beyaz White Vayt
Kırmızı Red Red
Sarı Yellow Yelov
Yeşil Green Grin
Turuncu Orange Orınç
Gri Grey Griy
Siyah Black Bilek
Lacivert Navy blue Nevi bulu
Mor Purple Pörpıl
Kahverengi Brown Bravn
Pembe Pink Pink
Bej Beilge Belj
Fildişi Ivory. Ayvöri
En yakın kitapçı nerede? Where’s the nearest bookshop? Ver iz dı niyrıst bukşap?
En yakın gazete bayi nerede? The nearest newstand? Dı niyrıst nevs-tend?
Portakal Oranges Orıncıs.
Muz Bananas Beneynas.
Salatalık Cucumber Kukımbır
Limon Lemons Leymons
Elma Apples Epıls.
Domates Tomatoes Domeytos.
Patates Potatoes Pıteytos
Yağ Butter Battır.
Çikolata Chocolate Çaklıt.
Şekerleme Sweets Svits.
Ekmek Bread Bred.
Sandviç Sandwiches Sandviç.
Patates kızartması French fries Frenç frayz.
Peynir Cheese Ciyz.
Dondurma Ice cream Ays krim
Kahve Coffee Kafi.
Süt Milk Milk.
Hamburger Hamburgers Hambugırs.
Salam Salami Slaymi.
Sosis Sausage Susıç
Çay Tea Ti.
Şeker Sugar Şugır.
Peçete Napkins (paper) Nepkins.
Şişe Bottle Batıl.
Bir paket sigara A packet of cigarettes E pekıt ıv sigı-rets.
Filtreli sigaralar Filter tipped cigarettes Filtır tipd sigırets.
Filtresiz Without filter Vithavt filtır.
Uzun sigara King size King sayz.
Uzun Long Long
Kısa sigara Light-mild Layt mild.
Kısa Short Şort
Sakız Chewing / bubble gum Şeving / babıl gam.
Sigara alır mısınız ? A cigarette? E sigıret?
En yakın ben-zin istasyonu nerede? Where’s the cols-est petrol station? Vers dı kosıst pıtrol steyşın?
On beş litre normal / süper benzin istiyorum Give me fifteen litres of regular / premium (super) Giv mi fiftin litırs ıv regilır / premyum. (sapır)
Depoyu doldurun Full, please Ful, pliyz.
Yağ ve su seviyesini / aküyü / frenleri / hidroliği kontrol edermisiniz ? Check the oil and the water / the battery / the brakes / the brake fluid? Çek dı oyil end dı wotır / dı betıri / dı breyks / dı breyk flid?
Bu patlak lastiği tamir eder misiniz ? Can you fix this flat tyre ? Ken yu fiks dis flet tayır ?
Lastiği değiştirir misiniz lütfen ? Would you change this tyre. Please ? Wuç yu çeynç dis tayır pliyz?
Sorun nedir ? What is the problem ? Vat iz dı prablım?
Çalışmıyor. It won’t start. İt vont start.
Akü bitmiş. The battery is flat. Dı betıri iz flet.
Motor hararet yapmış. The engine is overheating Dı enciyn iz ovır hıyting.
Benzin bitti I’ve run out of petrol Ayv ran ovt ıv petrıl.
Bana yardım edebilirmisiniz? Can I help me? Ken ay help mi?
Özür dilerim, arabam bozul-du telefonunu-zu kullanabilir miyim lütfen? Excuse me, my car has broken down. May I use your phone ? Eksiyuz mi, may kar hez brokın davn. Mey ay yuz yor fon?
Bir tamirci gönderebilir misiniz? Can you send a mechanic ? Ken yu send e mekanik ?
Ne kadar sürer? How long will it take? Hav long vil it teyk?
Işıklar The lights Dı layts.
Marş The starter Dı startır.
Vites kutusu The gear box Dı gir baks.
Karbüratör The carburettor Dı karbıreytır.
Dinamo The dynamo Dı daynimo.
Direksiyon The steering Dı stiring.
Frenler The brakes Dı breyks.
Debriyaj The clutch Dı kılac.
Elektrik tertibatı The wiring Dı vayring.
Yağ basıncı The oil pressure Dı oyil prejur.
Soğutma The cooling system Dı kuling siystım.
Aktarma
The transmission. Dı trensmişın.
Yarım saat / bir saat içinde geliyorum. I’ll be back in thirty minutes / one hour. Ayl bi bek in törti münits / van havur.
Hemen yapa-bilir misiniz ? Can you do it now? Ken yu du it nav?
Neden yapamazsınız? Why can’t you do it? Vay kent yu du it?
Gerekli yedek parçalar sizde var mı ? Do you keep the spare parts in stock? Do yu kip dı sıpeyr parts in stak?
Hayır arabayı bu halde kesinlikle kulla-namazsınız. No, you can’t drive this car in this condition. Nov, yu kent dryv dis kar in dis kıdiyşın.
Her şey tamir edildi mi? Is everything repaired? İz evrıting ripayrd?
Ne kadara mal olacak How much will that be? Hav maç vil det bi?
Postanenin ne tarafta olduğunu söyleyin lütfen Tell me where the post office is. Please. Tel mi ver dı post ofis iz,pliyz.
Buralarda bir telefon var mı ? Is there a telep-hone near here? İz der e telıfon niyır hiyır?
Telefonunuzu kullanabilir miyim? Can I use your phone? Ken ay yuz yor fon?
Telefon kartı istiyorum I’d like a phone card / telecard. Ayd layk e fon kard / telıkard.
Benim için bu numarayı ara-yabilir misiniz? Could you call this number for me, please? Kuç yu kol dis nambır for mi, pliyz?
Telefon rehberiniz var mı? Do you have a directory / a phone book ? Du yu hev e direktori / e fon buk?
Numarayı çevirin. Dial the number. Dayl dı nambır.
Alo ben... Hello, this is ... Hılo, dis iz...
Hangi numa-rayı aradınız? What number did you call? Vat nambır did yu kol?
Üzgünüm, yanlış numara Sorry.wrong number. Sori, rong nambır.
.... ile konuş-mak istiyorum. I’d like to speak to ... Ayd layk tu spik tu...
Bana... yı vere-bilir misiniz? Could you put me through to ...? Kuç yu put mi turuğ tu..?
Kim arıyor? Who's calling? Hu iz koling?
Ayrılmayın Hold the line Hold dı layn.
Şu anda burada değil. He isn’t in at the moment. He izn't in et dı momınt.
Lütfen aradı-ğımı söyleyin. Adım.... Please tell him that I called. My name is .... Pliyz tel him det ay kolıd. May neym iz...
Beni aramasını söyler misiniz ? Please ask him to call me back Pliyz esk him tu kol mi beck.
Sizi arıyorlar A call for you E kol for yu.
İşte numaram. Here’s my number. Hiyırs may nambır.
Çok yavaş tekrarlar mısınız ? Can you repeat that very slowly. Please ? Ken yu rıpiyt det veri slovli , pliyz?
Dolar bozdur-mak istiyorum I want to change some dollars Ay vont tu çeynç sam dalırs.
Kredi kartım-dan para çekmek istiyorum I’d like to use my credit card to withdraw some cash. Ayd layk tu yuz may kredit kard tu witdraw sam keş.
Kimlik göstereyim mi? Do you need some Identification? Du yu nid sam aydentifikeyşın?
Para çekmek Withdrawal Vitdrovıl.
Makbuz A receipt E rısipt.
Polis Police Polis.
İtfaiye Fire brigade Fayr brigeyd.
Nöbetçi doktor. Doctor on duty. Daktır on dyuti.
Acil durumlar Emergencies İmörcınsi.
Konsolosluklar Consulates Konsuleyts.
Büyükelçilikler Embassies Embessiyiz.
Havayolu Airport Eyirpırt.
Yılbaşı New year’s day Niüv years dey.
Noel Christmas day Cristmıs dey.
Milli bayram National day. Neyşınıl dey.
Kuzey North Nort.
Güney South Sovth.
Doğu East İst.
Batı West Vest.
Neresi? Where? Ver?
Dümdüz ileri Straight ahead. Streyt ıhed.
Ön In front İn front.
Arka Behind / at the back Bihaynd/ et dı bek.
Solda On the left An dı left.
Sağda On the right An dı rayt.
Karşısında Opposite Apızıt.
Yanında Next to/beside Nekst tu / bisayd.
Ters yönde In the opposed direction. İn dı apızıt direkşın.
Tam burası It’s right here İts rayt hiyır.
Oralar It’s over there İts ovır der.
İleride It’s after / further / later. İts eftır/fördır/ leytır.
Yanlış yoldasınız. It’s the wrong way / you are going the wrong way İts dı rong wey / yu ar going dı rong wey.
Geri dön Go back Go bek.
İlk / ikinci ışıklara kadar gidin Follow the road to the first traffic lights. Fallov dı rod tu dı först trefik layts.
Işıklardan sola girin Turn left at the traffic lights Törn left et dı trefik layts.
Bir sonraki köşeden sağa dönün. Turn right at the next corner. Törn rayt et dı nekst kornır.
... yolunu takip edin Follow the road to.. Fallov dı rod tu..
Dikkat tehlike Watch out/ danger Vaç avt/ dencır.
Ölüm tehlikesi Deadly danger Dedli dencır.
Park yasağı No parking No parking.
Tek yön One way only / no entry Van vey onli / no entri.
Sigara yasağı No smoking No smoking.
Self servis / Buyrun Help yourself Help yor self.
Danışmaya müracaat edin Check with reception Çek vit risepşın.
Sıraya girin Get in line. Ged in layn.
Form doldurmak Fill in the form Fil in dı form.
Rahatsız etmeyin Do not disturb Du nat distörb.
Girmek yasak No way . No vey.
Meşgul / boş Engaged-busy / free / open Enceyct / bizi / fri / opın.
Özel Private Prayvıt.
Avlanmak yasak No hunting No hanting.
Yavaşlayın Slow down Slov davn.
Dokunmayın Do not touch Du nat taç.
Farlarınızı yakın Turn your headlights Törn yor hidlayts.
SEYAHAT
Ne ile seyahati tercih ediyorsunuz? How would you like to travel? Hav vuç yu layk tu trevıl?
Uçakla. By plane. Bay pleyn.
Charter uçuşla. By charter flight. Bay cartır fılayt.
Trenle. By train. Bay treyn.
Otobüsle. By coach / bus. Bay kovç/bas.
Karar verme-den önce bir karşılaştırma yapsam iyi olur. I'd like to compere things before ma-king up my mind. Ayd layk tu kım-per tings bifor meyking ap may maynd.
Ulaşım ve konaklama da dahil mi? Transport and accommodation included? Trenspırt end ekommedeyşın inkludıd?
Orada araba kiralayabilir miyim? Can you rent a car there? Cen yu rent e kar ter?
Havaalanına ulaşım da ücre-te dahil mi? Is transport to the airport included? İz trenspırt tu dı ayirport inkludıd?
Hayır, kendi imkanlarınızla gelmeniz gerekiyor. No, you get there by your own means. No, yu get der bay yor own mins.
Havaalanında ulaşım imkanları nasıl? Is the airport well served? İz dı ayirport vel sörvd?
Otobüs, tren, metro veya taksiyle gidebi-lirsiniz. There is a bus service, two train / underground stations and taxis. Der iz e bas sör-vis, tu treyn / an-dırgrond steyşıns end teksis.
Tahminen ne kadar tutar? What's the average fare? Vats dı evırıç feyr?
Yaklaşık.. dolar About .... dollars. Ibavt ... dalırs.
Öğrenci indirimi var mı? Is there a student rate discount? İz der e sütidınt reyt diskaunt?
Öğrenci kimliği yanınızdaysa elbette var. Only, if you have your card with you. Onli, if yu hev yor kard vit yu.
Hangi havayolu şirketi? Which airline? Viç ayirlayn?
Buyrun biletim ve bagajım. Here is my ticket and my luggage. Hiyır iz may tikıt end may lagıç.
Birlikte seyahat ediyoruz. We are all tra-velling together. Vi ar ol travıling tugedır.
Pasaport kontrolü nerede yapılıyor? Where is passport control? Ver iz pesport kıntrol?
Ayrıca para ödemem gerekiyor mu? Do I have to pay a surcharge? Du ay hev tu pey e sörcarç?
Sadece el çantam var. I'm only carrying my hand luggage. Aym onli kerıying may hend lagıç.
Uçak ne zaman kalkıyor? What time do we board take off? Vat taym du ve bord teyk off?
Uçağı kaçırdım. I have missed my flight. Ay hev misıd may fılayt.
Bir sonraki uçağa mutlaka binmeliyim, çok önemli görüş-melerim var. I have to be on the next flight, I have commitments. Ay hev tu bi on dı nekst fılayt ay hev cımmitmınts.
Fırtına yüzünden uçuş ertelendi. The flight has been cancelled because of the storm. Dı flayt hez bin kensıld bikoz ov dı storm.
Kötü hava koşulları yüzünden. ... due to adverse weather conditions. ... dü tu ıdvörs vedır kındiyşıns.
Buralarda bar var mı? Is there a bar here? İz der e bar hiir?
Kayıp eşya bürosu nerede? Where's the lost property office? Ver iz dı lost properti ofis?
....uçağı geldi mi? Has the flight from... arrived? Hez dı flayt from ırrayvd?
Gümrük ne tarafta? Where is the customs? Ver iz dı kastıms?
Yanlışlık olmuş özür dilerim. I made a mistake, sorry. Ay meyd e misteyk, sori.
Sigara ve parfüm alacaktım. I'd like to buy some cigarettes, and some perfume. Ayd layk tu bay sam sigırets end sam parfüm.
Ne kadar ödüyorum? How much do I owe you? Hav mac du ay ow yu?
Sorun nedir? What's going on? Vats going on?
Hava nasıl? What's weather like? Vats vedır layk?
Çok naziksiniz. You're so polite. Yor so pılayt.
Birlikte bir şey-ler içelim mi? What about getting a drink together? Vat ıbavt geting e drink tugedır?
Merdivenden / asansörden çıkın. Take the stairs / lift. Teyk dı sters/lift.
Bagajımı kaybettim. I have lost my lug-gage. Ay hev lost may lagıç.
Valizlerinizi tarif eder misiniz? Describe your luggage please? Deskırayb yor lugıç pliz?
Deri, üstten fermuarlı. Leather, with zips on. Ledır vit zips on.
Büyük sırt çantası. It's a large rucksack. İts a larj rıksek.
Biraz yavaş konuşabilir misiniz sizi anlamıyorum. Speak slowly. I don't follow you. Spik slovli. Ay dont folov yu.
Taksi durağı nerede? Where is the taxi rank? Ver iz dı teksi renk?
Bir taksi çağırabilir misiniz ? Would you call a cab ? Vuç yu kal e keb?
Çıkış nerede? Where is the exit? Ver iz dı egzist?
Ne kadar? How much is it? Hav maç iz it?
Yalnızca gidiş bileti alacaktım. A single / one way ticket please. E singıl / van vey tikıt pliiz.
İndirim kartım var. I have a rail pass. Ay hev e reyıl pes.
Nereye gidecektiniz ? Where do you wish to go? Ver du yu viş tu go?
Hangi trenle? By which train? Bay viç treyn?
Treniniz 8 nci perondan kalkacak. Your train will be departing from platform 8. Yor teyn vil bi dıparting from 8.
Kaç çocuk var? How many children are there? Hav meniy çildrın ar there?
2 büyük, 4 de çocuk var. Two adults and four children. Tuv edılts end for cıldrın.
Sayıları bilmi-yorum yazabilir misiniz? I don't understand figures could you write them down? Ay dont andırs-tend fijurs kuç yu rayt dem davn?
Tren nereden kalkıyor? Where does the train leave from? Ver daz dı treyn liv from?
...garı, 7 nci perondan kalkıyor. The train leaves from ...station, platform 7. Dı treyn livs from..., platfırm 7.
Umarım yetişiriz. I hope we will be on time. Ay hop vi vil bi on time.
Bekleme salonu The waiting lounge Dı veyting lonj.
Tuvalet The restrooms. Dı retrums.
Özür dilerim pardon. Excuse me,pardon İksiyuzmi. I'm sorry.
.....den geliyorum. I'm coming from... Aym kaming from....
Arabadan iner misiniz ? Get out of the car? Get avt ov dı kar?
Evraklarınız lütfen. Your papers please. Yor peypırs pliz.
Süresi dolmuş. It's no longer valid. İts no longır velid.
Yaşınız tutmuyor. You're under age. Yor andır eyç.
Ne kadar kalacaksınız? How long do you intend to stay? Hav long du yu intend to stey?
Bir hafta. One week. Van viyk.
Bir hafta sonu. A weekend. E wikend.
Bir ay. One month. Van month.
Birkaç gün. A few days. E fev deys.
Nerede kalacaksınız? Where will you stay? Ver vil yu stey?
Otelde. At a hotel. At e hotıl.
Seyahat ama-cınız nedir? What's the pur-pose of your visit? Vats dı pörpıs ov yor visit?
İş. Business. Biznıs.
Tatil. Holiday. Halidey.
Arkadaş ziyareti. Visiting friends. Visiting firends.
Turizm. Tourism. Turism.
Eğitim. Education. Ecukeyşın.
Dilimizi konuşabiliyor musunuz ? Can you speak our language? Ken yu spik aur lengüç?
Biraz. A little. E lidıl.
Ne kadar paranız var? How much money do you have? Hav maç mani du yu hev?
Çantanızda ne var ? What's in the bag? Vats in dı beg?
Bu kutunun içinde ne var ? What's in this box? Vats in dis baks?
Bana ziyaret edebileceğim birkaç yer öne-rebilir misin? Could you suggest any places of interest? Kuç yu saccest eny pleysıs ov intırest ?
Harabeler. The ruins. Dı ruyins.
Saray. The palace. Dı pelıs.
Yer altı mezarı. The catacombs. Dı ketıkomps.
Şehir merkezi. The town centre. Dı tavn sentır.
Mezarlık. The cemetery. Dı semıtıri.
Kilise. The church. Dı çörç.
Sergi. The exhibition. Dı eksibiyşın.
Kale. The fortress. Dı fortrıs.
Alışveriş merkezi. The department stores. Dı departmınt stors.
Mağara The cave. Dı keyv.
Göl. The lake. Dı leyk.
Rıhtım. The docks. Dı doks.
Anıt. The monument. Dı monumınt.
Cami. The mosque. The moskü.
Müze. The museum. Dı müzüyum.
Park. The park. Dı perk.
Liman. The port. Dı port.
Meydan. The square. Dı suguer.
Tapınak The temple Dı tempıl.
Kabir. The tomb. Dı tomp.
Kule The tower. Dı tavır.
Neler yapmaktan hoşlanırsınız ? What do you like doing? Vat du yu layk duing?
...den hoşlanırım. I'm interested in... Aym intırestıd in..
Resim. Painting. Peynting.
Mimarlık. Architecture. Arkitekçır.
Sanatın her dalından. Art as a whole. Art ez e hol.
Tarih. History. Histori.
Coğrafya. Geography Coğrafi.
Doğa. Nature. Neycır.
İnsanlar. People. Piypıl.
Sosyoloji. Sociological issues. Soşılocikıl isuus.
Nüfus bilim. Demography. Demografi.
Politika. Political issues. Politikıl issuus.
Spor Sports. Sports.
El sanatları. Hand crafts. Hendkrafts.
Av. Hunting. Hanting.
Vahşi yaşam. Wild life. Vild layf.
Farklı kültürler. Different cultures. Difrınt kalcırs.
Bilim. Sciences. Sayns.
Geziler düzenliyor musunuz ? Are there any excursions ? Ar der eni eksorşıns ?
Turistlerin akın etmediği yerlere girmek istiyorum. I want to get away from the tourist areas. Ay vant tu ged ıvey from dı torist areyas.
Önerebilece-ğiniz 3 günlük turunuz var mı? Could you advise us on a three day tour? Kuç yu ıdvays as on e tri day tur?
Fotoğraf çekmek serbest mi? Are cameras allowed? Ar kımeras allovd?
Buranın en popüler disko-arı hangileri? Which are the la-test trendy discos? Viç ar dı leytıst trendi diskos?
Spor yapmak istiyorum hangi tesisler var? I practise sports. What training facilities are there? Ay prektıs sports. Vat treyning fesılitiis ar der?
Otobüsler gece de işliyor mu? Do buses run all night? Du basız ran ol nayt?
Bana bir araba kiralama şirketi önerebilirmisin? Could you suggest rent a car company? Kuç yu saccest e kar rentıl kampıni?
Plajlar buraya uzak mı? Are the beaches far from here? Ar dı bicız far from hiyır?
Otobüs durağı nerede? Where is the bus stop? Ver iz dı bas stap?
Otobüs şehir merkezinden geçiyor mu? Is this the bus to the town centre? İz dis dı bas tu dı tavn sentır?
Ne kadar ? How much is it? Hav maç iz it?
Nerede satılıyor ? Where do you get them? Ver du yu get dem?
...gitmem için hangi durakta inmem gerekiyor? When do I get off for...? Ven du ay get ov for...?
Üçüncü durakta ineceksiniz. Get off at the third stop? Get ov et dı törd stap.
İlk otobüs kaçta? What time is the first bus? Vat taym iz dı först bas?
Son otobüs kaçta? And the last bus? End dı lest bas?
Bu otobüs..... 'dan geçiyor mu? Is this the right bus to...? İz dis dı rayt bas tu..?
İneceğim yerde bana haber ve-rebilirmisiniz? Can you tell when I have to get off? Ken yu tel ven ay hev tu get ov?
Şu adrese gideceğim. This address is where I'm going Dis ıdres iz ver aym going
Hemen dönerim. I will be right back. Ay vil bi rayt bek.
Biletiniz nerede? Where is your ticket ? Ver iz yor tikıt?
Atmışım. I have thrown it away. Ay hev trovn it ıvey.
Saklamam gerektiğini bilmiyordum. I didn't know I had to keep it. Ay didınt nov ay hed tu keip it.
Ne oluyor? What's wrong? Vats rong?
Neden duruyoruz? Why is the stooping ? Vay iz dı stoping?
Yanınıza otura-bilir miyim? May I sit beside you? Mey ay sit bisayd you?
Şurada yazan adrese gitmek istiyorum. Nerede inmem gerekir? I'm going to this address; can you read it and tell me where to get off? Aym going tu dis ıdres; ken yu riıd it end tel me ver tu get ov?
Güzergahı hari-tada göstere-bilir misiniz? Can you show me the road on the map? Ken yu şov me dı rod on dı mep?
Nerede bisiklet kiralanıyor ? Where can bikes be hired? Ver ken bi bayks bi hayırd?
Araba kirala-mak istiyorum. I'd like a car. Ayd layk e kar.
Küçük bir araba. A small car. E smol kar.
Ortalama bir araba. A medium size. E midiyum sayz.
Büyük bir araba. A large car. E larj kar.
Günlük tarife nedir ? How much do you charge per days? Hav maç du yu şarj pör dey?
Burayı imzalayın. Sign here, please. Sayn hiır pliyz.
..'e nasıl gidebilirim ? Could you tell me the way to...? Kuç yu tel mi dı vey tu...?
Şu harita üze-rinde nerede olduğumu gös-terebilirmisiniz? Can you show me on this map where I am? Ken yu şov mi on dis mep ver ay em?
...buraya ne ka-dar uzaklıkta? How far is ...from here? Hav far iz... from hiyır?
Yanlış yoldasınız. You are on the wrong road. Yu ar on dı rong rovd.
Buralarda ucuza kalabileceğimiz bir yer var mı? Can we find cheap accommodation around here? Ken vi faynd çip ekkomodeyşın ıraund hiyır?
Dümdüz devam edin. Go straight away. Go sıtreyt ıvey.
Yokuşun sonunda solda. Down there, on the left. Davn der, on dı left.
Sağda. On the right. On dı rayt.
Trafik ışıkla-rından sağa / sola dönün. Turn left/ right at the traffic lights. Törn left/rayt et dı trefik layts.
Pardon buraya park edebilir miyim? Excuse me, can I park here? Eksiyuz mi, ken ay park hiyır?
Arabamız bozuldu. Our car has broken down. Aur kar hez brokın davn.
Kaybolduk. We are lost. Vi ar lost.
Burada bekleyin yardım getireceğim. Wait here, I will get some help. Veyt hiyır, ay vil get sam help.
Arabayla / yürüyerek ne kadar zamanda varırız. How long will the drive / walk be? Hav long vil dı dırayv / volk bi?
KONAKLAMA
Formu doldurun. Fill in the form please Fill in dı form pliz
Burayı imzalayın. Sign here please. Sayn hiyır pliyz.
Boş odanız var mı? Do you have a room? Du yu hev e rum?
İki kişilik odamız kaldı Yes, double only Yes, dabıl onli.
Ne kadar kalacaksınız ? How long will you stay? Hav long vil yu stey?
Yalnızca bir gece. Overnight. Ovırnayt.
Kesin bilmiyorum. I don't know yet. Ay dont nov yet.
Fiyat nedir ? What's the price? Vats dı prays?
Tek kişilik oda ne kadar ? How much is a single? Hav maç iz e singıl?
Çift kişilik oda ne kadar? How much is a double? Hav maç iz e dabıl?
Kahvaltı dahil mi? With breakfast included? Vit brekfıst inkludıd?
Kredi kartı kabul ediyor musunuz? Can we pay by credit card? Ken vi pey bay kredit kard?
Akşam yemeği saat kaçta? What time is dinner? Vat taym iz dinır?
Banyolu. With a bathroom. Vit e baetrum.
Duşlu. With a shower. Vit e şavır.
Balkonlu. With a balcony. Vit e balkoni.
Manzaralı. With a view. Vit e viyuv.
Denize bakan. Overlooking the see. Ovırluking dı si.
Ne kadar sürer? How long will it take? Hav long vil it teyk?
Ne zamana hazır olur ? When will it be ready? Ven vil it bi redi?
Burada kamp yapabilir miyiz? Is camping allowed here? İz kemping ıllovd hiyır?
Yakınlarda bir kamping bölgesi var mı? Is there a camping site near here? İz der e kamping sayt niyır hiyır?
Elektrik ve su var mı? Are water and electricity supplied? Ar votır end ılekt-rısiti suplayd?
Kasaba buradan ne kadar uzakta? How far is the village? Hav far iz dı vilıç?
SAYI – ZAMAN
Pazartesi Monday Mandey
Salı Tuesday Tıyuzdey
Çarşamba Wednesday Vendzdey
Perşembe Thursday Törzdey
Cuma Friday Fraydey
Cumartesi Saturday Satırdey
Pazar Sunday Sandey
Ocak January Canuari
Şubat February Februari
Mart March Març
Nisan April Eyprıl
Mayıs May Mey
Haziran June Cun
Temmuz July Culay
Ağustos August Ogust
Eylül September Septembır
Ekim October Oktobır
Kasım November Novembır
Aralık December Disembır
İlkbahar Spring Spring
Yaz Summer Sammır
Sonbahar Fall, autumn Fol, oğtım
Kış Winter Wintır
1 One Van
2 Two Tu
3 Three Tri
4 Four For
5 Five Fayv
6 Six Siks
7 Seven Sevın
8 Eight Eyt
9 Nine Nayn
10 Ten Ten
11 Eleven İlevın
12 Twelve Tvelv
13 Thirteen Törtiyn
14 Fourteen Fortiyn
15 Fifteen Fiftiyn
16 Sixteen Sikstiyn
17 Seventeen Sevıntiyn
18 Eighteen Eytiyn
19 Nineteen Nayntiyn
20 Twenty Tventi
21 Twenty-one Tventivan
30 Thirty Törti
40 Forty Forti
50 Fifty Fifti
60 Sixty Siksti
70 Seventy Sevınti
80 Eighty Eyti
90 Ninety Naynti
100 Hundred Handret
200 Twohundred Tuhandret
300 Threehundred Trihandret
400 Fourhundred Forhandret
500 Fivehundred Fayfhandret
600 Sixhundred Sikshandret
1000 Thousand Tauzent
1200 Onethousand twohundred Vantauzent tuhandret
2000 Twothousand Tutauzent
3000 Threethousand Tritauzent
10.000 Tenthousand Tentauzent
100.000 Onehundred thousand Vanhandret tauzent
1.000.000 One million Van milyın
1.000.000.000 One billion Van bilyın
Birinci First Först
İkinci Second Sekınd
Üçüncü Third Törd
Dördüncü Fourth Fort
Beşinci Fifth Fift
Altıncı Sixth Sikst
Yedinci Seventh Sevent
Sekizinci Eighth Eyt
Dokuzuncu Ninth Nayt
Onuncu Tenth Tent
Saat kaç? What time is it? Vat taym iz it.
Saat dokuz It’s nine o’clock. İts nayn eklok
Dokuz buçuk It’s half past nine. İts half past nayn
Dokuzu çeyrek geçiyor. It’s quarter past nine. İts kuartır past nayn
Sekize yirmi var. It’s twenty to eight. İts tventi tu eyt.
Otobüs ne za-man kalkıyor? When does the bus leave? Vhen das dı bas liyv.
Saat onbir. It’s eleven o’clock. İts ileven eklok
Acaba bugün
yazdıklarımız 25 yıl
sonra sizlere
hangi ortamda
ulaşacak?
Bizim ev Sultanahnet meydanına çok yakındır. Canım sıkıldımı, hiç durmaz, turist kaynayan bu yaşam dolu, çeşit ceşit insanların kaynaştığı tarihi yere atarım kendimi. Dün de oradaydım. Tıpkı bir turist gibi amaçsızca sağa sola bakınarak dolaşırken arkamdan gelen ve ' Excuse me, Mr.' Diyen bir ses üzerine geri döndüm. Karşımda basit fakat temiz giyimli, kibarca gülümseyen bir çift duruyordu.
'Hah dedim kendi kendime, "İşte, İngilizce pratik yapabilecğim iki turist". Bende gülümsedim. Karşımda duran az önceki sorusunu yineledi.
- Excuse me Mr. Do you speak English?
- Yes, madam. How can I help you?
- We have just come to Istanbul and we do not know much about your city. We thought it would be better if a Turkish guy takes us around. Then we met you. Could you help us please?
- I'll happily do that for I have enough spare time. My name is Murat.
- Oh. Thanks that is very kind of you. My name is Jenny and he is James. He is my husband. We are glad to know you,Murat.
- Me too. Where are you from Jenny?
- We are from California of United States. We liked your city very much. So far we have met very friendly people.
- Oh, Thank You. I'm sure you will like Istanbul and we, Turks, as we talk more . ..how long are you going to stay in this city?
- Well, we decided to spend 3 days in here and 9 days in seeing other parts of the country. I wish we had more time.
- I hope after seeing the beauties of this city you will love this city. I have lived 24 years and yet I do not know it thoroughly.Biz böyle sohbete dalmış giderken birden kulağımızın dibinde patlayan cırtlak çocuk sesleri ile elimizde olamadan irkildik. Ne oluyor diye şöyle sağıma soluma baktığımda kelimenin tam anlamıyla bir seyyar satıcı ordusu tarafından kuşatılmış olduğumuzu gördüm. Kimi elinde tuttuğu renkli diaları, kartpostalları, paketlenmiş lokumları, kimi boynuna astığı rengarenk deri heybeleri, kimi de kaval, fes, ağızlık türünden malları satabilmek için topyekün saldırıya geçmişlerdi. Besbelli beni de turist zannetmişlerdi. Her biri ya Almanca ya İngilizce bas bas bağırıyorlardı.
- Madam, madam! Do you want to buy a Turkish Delight?
- Hello! I have very good quality leather sacks.
- Please, Look at my puzzle rings Mr. They are very cheap!"
- Postcards... Postcards.... only a million a dozen.
- Excuse me Madam, Sir! Are you interested in hand-made Turkish cigarette holders? If you want to buy I'll make a special deal for you.
Anladığımız kadarıyla bu satıcılar çemberini yarabilmek için tek çıkar yol bir şeyler satın almaktı. Bu gerçeği gören James ağızlıkçı ile pazarlığa başlamıştı bile.- Look, Jenny. This boy has cute cigarette holders. Let us buy some. Can you show us your wooden cigarette holders please?
- Yeah, Here are they. These ones are typical Turkish..
- Oh they look nice, but will any cigarettes fit in these cigarette holders?
- Yes, if not I can make the hole bigger with this knife.
- I like these three... Murat... can you give me a cigarette? I'd like to see if it fits in or not......hmmm..they are all right. Now let's start barganing.... How much do you ask for the three of these holder?
- My usual price for one pipe is 500.000 but because you are buying three I'll give you a special deal. 1.250.000 liras for the three ,o.k?.
- Ehm! What do you think Murat, Is that a fair price?
- Well, do you like barganing?
- Yes, It is fun!
- Then, go on barganing, I'm sure you can get a better price.
- Well boy, you heard my friend, now I should say 750.000 for the three.
- No, it is impossible. But I'll come down 250.000 more and make it a million. O.K?
- How about if we meet somewhere in the middle ? ... 900.000! I won't give you a lira more. It is my top price.
- All right. Here are the holders.
- And here is your money. Good-Bye.
Bu oldukça hızlı, neşeli pazarlıktan sonra hepimizin dili damağı kurumuştu. Zaten satıcı kalabalığı da sıkılıp dağılmıştı. Az ilerde kahvane, pastane karışımı, içi dünyanın her tarafından çeşit çeşit insanlarla dolu Pudding shop, durulurmu, daldık içeri.- Oh, it is so hot in here, isn't it.
- Then lets go upstairs. It is cooler there, Jenny.
- That is a good idea. Come on James, we are going upstairs.
- ............................................
- Let's sit by the window so that we can watch the street. The chairs aren't comfortable though, but it is better than the benches in the park down there.
- Huh, I feel exhausted! I want to drink a cup of Turkish coffee, without sugar.
- And you, James, What would you like to drink?
- I prefer cold beer. I am so thirsty.
- I'm thirsty, too. But I'll drink tea. Now let me call the waiter and tell him our orders.
- Excuse me?
- Yes, Sir. How can I help you? An ice cold beer, a coffee without sugar and a cup of tea please. Wait a second! James , do you smoke a water-pipe.
- A water -pipe? What is that, Murat?
- Oh, I thought you knew it. Well, It consists of a glass bottom, a brass top and a leather tube. In the bottle there is water which acts as a filter. Over the brass part is the pottery cup in which we put the tobacco and the charcoal.
- O.K Murat I'd love to try one.
- Hey, waiter! Bring us a water pipe in addition to the drinks.
Biz Blue Mosque area'yı bir yandan izleyip bir yandan akşamüstü saatlerin tadını çıkarırken
Jenny defterine bir şeyler yazdı sonra biraz daha düşünüp bir şeyler daha yazdı. Sonra yazdıklarını okumam için bana verdi.It is our first day in here in Istanbul. It was very hot all day but it is nice and cool now. We met very friendly people one of them is Murat. He introduced Nargile to us , now James is enjoying it, I may try one later. Tomorrow we would like to visit Prince Islands. They are very close to Istanbul and Murat says the view is beautiful there. Oh.. before I forget, James bought cigarette holders today. Three for nearly a million. Any way it is not even two bucks.
Yazılanları keyifle okudum. Ertesi gün turistler vesilesi ile bir başka güzel gün geçireceğim düşüncesi ile gerindim. James ve Jenny'e cep telefonumu bıraktıktan sonra evin yolunu tuttum.
Daha iyi anlamak için:
Take around: Çevreyi gezdirmek.
Spare Time : Boş zaman
Where are you from? :Nerelisiniz?
I wish we had more time:Keşke daha çok zamanımız olsaydı.
I think : Sanırım, bence.
To bargain : Pazarlık etmek.
To give a special deal: Özel fiyat söylemek
Come down 250.000.liras more: 250.000 lira daha almamak
Top price: Son fiyat
Let's sit: Haydi oturalım
Wooden: Ağaçtan yapılmış
Usual: Her zamanki
Decide: Karar vermek
Thorougly:TümüyleBu yazı January 1979 tarihinde çıkardığımız Deneyim dergisinden güncelleştirilerek alınmıştır.
Pratik Konuşmalar: Everyday Language
Let's go to the seaside.Haydi denize gidelim.
Ayşe - Today the weather is beautiful. (Bugün
hava çok güzel)
Ali - Yes, What are we going to take with us?
(Evet yanımıza neler alacağız)
Ayşe - Towels, Bathing suits and one or two
sandvwiches (Havlu, mayolar ve birkaç sand-
viç)
Ali - Don't forget to take something in order to
lay on sand (Kumun üstüne sermek için bir
şeyler almayı unutma)
Ayşe - Let's take some tea with us in a thermos
(Yanımıza bir termos içinde çay olalım.)
Ali-Oh yes. İt will be good (Evet çok iyi olur)
Ayşe - It is said that tea is a good refreshment
in summer (Çayın yazın iyi bir serinletici ol-
duğu söylenir)
Ali - Are we ready? (Hazırmıyız?)
Ayşe - Yes.
Ali - We didn't forget anything, did we? (Bir şey
unutmadık değilmi?)
Ayşe - l don't think so. (Sanmıyorum)
Ali - Sure? (Eminmisin?)
Ayşe- Yes.
Ali -Well, where are the sun-glasses and the
shampoo? (Pekiyi, Gözlüklerle şampuan nerede)
Ayşe - Ohh, l'm sorry. (Aaa. Affedersin)
Ali - Just a moment we forgot to take the pa-
pers and the DENEYİM. (Bir dakika gazeteleri
ve DENEYİM'i almayı unuttuk.)
Ayşe - Come on, I'm ready (Haydi ben hazırım)
Ali - Shall we go by bus? (Otobüsle mi gidece-
ğiz?)
Ayşe - The train is more comfortable. (Tren da-
ha rahat.
Ali - Do you know the schedule of the train?
(Tren tarifesini biliyormusun?)
Ayşe - l think. there is one at 2 past 9. (Sanırım
9'u 2 geçe bir tane var.
Ali - Let's walk to the station following the
seaside (İstasyona sahilden yürüyelim)
Ayşe - O. K. (Peki)
Ali - There aren't any clouds in the sky. (Gökte
hiç bulut yok)
Ayşe - It is a wonderful - day. (Ne-
fis bir gün )
Ali - What is the time (Saat kaç?)
Ayse - It is 7 to 9. ( 9'a 7 var)
Ali - Let's hurry up (Acele edelim)
....
Ali - l bought the tickets (Biletleri aldım)
Ayşe - Are they return tickets (Gidiş dönüş mü?)
Ali - Yes they are. (Evet Öyle)
Ayşe- Look the train is coming (Bak! Tren ge-
liyor)
Ali - Run, Again it is a short train (Koş, gene
kısa tren)
Ayşe - How crowded it is (Ne denli kalabalık)
Ali - l hope it is will be empty in Bakırköy (Uma-
rım Bakırköy'de boşalır.)
Ayşe - Do you see the tourists at the back? Did
you see the way that man is looking at the girl?
(Arkadaki turistleri görüyor musun? Şu adamın
kıza nasıl baktığım gördünmü?
Ali - Yes, l think they are English (Evet, bun-
lar İngiliz galiba)
Ayşe - Perhaps but they may be Polish anyway
(Belki, fokat Polonya'lıda olabilirler)
Tourist - Baeqeerköeey?
l. Vatandaş - Ne diyor yahu bu?
II.Vatandaş - Hah hah haaa! Bakırköy'de ine-
ceklerde onu soruyor.
Ali - Come on,let's help them (Haydi onlara yar-
dım edelim.)
Ali - (to the tourist) What can l do for you? (Si-
zin için ne yapabilirim)
Tourist - l want to get off in Bakırköy (Bakır-
köy'de inmek istiyorum)
Ayşe - What are you going to do in Bakırköy?
(Bakırköy'de ne yapacaksınız?)
Tourist - We'll go to Ataköy Beach from there
(Oradan Ataköy Plajına gideceğiz.)
Ayşe - Excuse me, l can give you the name of
a better place (Bağışlayın, ben size daha iyi bir
yer adı verebilirim)
Tourist - ...............
Ayşe - I'm a Tourism Volunteer and this is my
identification card. (Ben bir turizm gönüllüsü-
yüm ve işte kimlik kartım)
Girl - Ohh you are an official (Aaa, siz resmi
görevlisiniz)
Tourist - I'm sorry for my hesitation, but there
are so many people willling to deceive us. In
Greece they stole our luggage and in Kapaliçarşı
sı Helga was almost fucked. (Durakladı-
ğım için özür dilerim fakat bizi aldatmak iste-
yen o kadar çok insan var ki. Yunanistan'da eş-
yalarımızı çaldılar, Kapalıçarşı'da ise Helga ner-
deyse s..........yordu.)
Ayşe- I see, Is she your girl friend. (Sizi an-
zi anlıyorum. Bu kız arkadaşınız mı?)
Tourist - We are just married, and my name
is Hans. (Biz yeni evliyiz, benim adım Hans)
Ali - Then you're both from Germany. (O halde
siz ikinizde Almansınız.)
Hans - That's right. I'm from Berlin ond Helga
is from Munchen.(Doğru, Ben Ber-
lin'liyim Helga ise Münih'li)
Ayşe - Are you students? (Öğrencimisiniz?)
Helga - l'm an English teacher and Hans is loo-
king for job. (Ben İngilizce öğretmeniyim, Hans
ise iş arıyor)
Ali - That means there are also unemployed in
your country. (Demekki sizin ülkenizde de işsiz-
lik var)
Helga - Ohh, unfortunately there are, After the
school I looked for jobs for 8 months. (Evet, ne
yazık ki var, Okuldan sonra ben sekiz ay iş ara-
dım.)
Ayşe - But it can't be as much it is in my country
because the estimated number of unemployed
in our country is 8 millions plus the immigrant
workers in your country. (Fakat bizim ülkede
ki kadar yüksek olamaz, ülkemizdeki işsizlerin
tahmin miktarı sekiz milyon, bir de buna sizin
ülkenizdeki göçmen işçileri katmak gerekiyor)
Ali - Cigarette? and You. (Sigara ya siz?)
Helga and Hans - Thank You, thanks. (Teşek-
kürler)
Ali - I believe that the main cause of unemploy-
ment is the arms race. (inanıyorumki işsizliğin
asıl nedeni silahlanma yarışıdır)
Helga-What a nice thing it is to defend peace
and share the common ideas insipite of being
the youths of different countries (Değişik ülke-
lerin gençleri olmamıza karşın barışı savunma-
mız ve ortak idealleri paylaşabilmemiz ne güzel
şey!)
Ayşe - We are coming to Florya! (Florya'ya ge-
yoruz)
Ali - There are beaches in Florya but they are
overcrowded so we will take you to the Muni-
cipal Camping, if you like you can go to the neighboring
tourist camping (Florya'da plajlar
var fakat çok kalabalık, o nedenle biz sizi Bele-
diye Kampına götüreceğiz, eğer isterseniz kom-
şu Turist kampına da gidebilirsiniz.
Helga- Is there anarchy in Municipal Camping.
(Belediye kampında anarşi var mı?)
Ayşe - Ohh. No, (Hayır)
Ali - Let's go then. (O zaman haydi gidelim)