Karın ağrısı
Karın boşluğunda bulunan mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler, idrar torbası ve kadınlarda yumurtalık veya rahimde görülen herhangi bir rahatsızlık, karnın çeşitli yerlerinde ağrılara yol açar. Bu nedenle karın ağrılarının nedenleri pek çoktur. Karın ağrıları, hastalığın yerine ve özelliğine göre ya aniden ya da yavaş yavaş başlar. Ağrı ile birlikte bulantı, kusma, ishal, ve ateş de görülebilir. Kısa sürede geçmeyen karın ağrılarında, mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Doktora danışmadan ilaç, müshil almak çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Hazımsızlık ve yemeklerin neden olduğu karın ağrılarını gidermek için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tarçın, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 10 gram tarçın konur. Kaynatıldıktan sonra 1 çay bardağı içilir. Aynı işlem yemeklerden sonra tekrarlanır.
Kasılarak vücudun hareketlerini sağlamaya yarayan organlardan her birine ve bunların tersi olan dokularına, kas (adale) denir. Herhangi bir kaza sonucu, kas yırtılacak olursa; aşağıdaki reçeteler uygulanır ve doktora başvurulur.
Tedavi için gerekli malzeme : Kepek, sirke, sargı bezi, su.
Hazırlanışı : 1 su bardağı kepek üzerine azar azar su ve sirke dökülüp, hamur yapılır. Sonra, orta ateşte ısıtılır. Soğumadan sargı bezine konup, kasın üzerine sarılır.
Vücudun herhangi bir yerinde hissedilen ve böcek dolaşıyormuş hissi, hafif yanma ve batma gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkan kaşıntıya, tıp dilinde pruritus veya kaşeski denir. Kaşıntıyı doğuran nedenler çok çeşitlidir. Bunlar şöyle sıralanabilir:
- Sabun, çamaşır tozları ve bazı boyaların neden olduğu kaşıntılar.
- Yün veya naylon iyeceklerin neden olduğu kaşıntılar.
- Bazı kimyasal maddelerin neden olduğu kaşıntılar.
- İstiridye, yumurta, süt, çilek, soğan gibi bazı besinlerin neden olduğu kaşıntılar.
- Bazı ilaçların neden olduğu kaşıntılar.
- Şeker, karaciğer, böbrek hastalıkları veya löseminin neden olduğu kaşıntılar.
- Kurdeşen, egzama, su çiçeği, kızamık, kızıl, kızamıkçık veya deri iltihabının neden olduğu kaşıntılar.
- Mantarın neden olduğu kaşıntılar.
- Kıl kurdunun neden olduğu kaşıntılar.
- İshal veya kabızlığın neden olduğu kaşıntılar.
- Sinirlilik ve ruhi sıkıntıların neden olduğu kaşıntılar.
Tedavinin ilk şartı, kaşıntıyı doğuran sebebi bulmaktır. Bu arada mümkün olduğu kadar kaşımamaya gayret edilir. İç hastalıklar dışındaki etkenlerin neden olduğu kaşıntıların tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Erik, sirke.
Hazırlanışı : Sirkeye batırılan erikler kaşınan yerlere sürülür. Günde 3 kere tekrarlanır.
Göz merceğinin bulutlanıp, görmenin bozulmasına halk arasında aksu, akbasma veya göze perde inmesi adı verilir. Çoğunlukla 50 yaşından sonra görülür. Nedeni göz yaralanması, şeker hastalığı, gözün uzun süre ışığa maruz kalması, damar sertliği veya beze hastalığıdır. Bazen doğuştan da olabilir. En çok rastlananı yaşlılığın neden olduğu katarakttır. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçetelerden faydalanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şap, bal.
Hazırlanışı : 1 çorba kaşığı süzme bala, 1 kahve kaşığı dövülmüş şap konur. İyice karıştırıldıktan sonra göze sürülür. Bu işlem hergün tekrarlanır.
Daha ziyade erkeklerde görülen bir çeşit konuşma bozukluğudur. Nedeni, ya sinir gerginliği ya da gırtlak çevresindeki kasların ahenkli bir şekilde çalışmamasıdır. Üzülecek bir durum yoktur. Konuşma bozukluklarını tedavi eden bir uzmanla görüştükten sonra tavsiyelere sabırla uymak ve sonucu beklemek gerekir. Ayrıca aşağıdaki reçete de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kekik, hardal, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 tatlı kaşığı kekik ve 1 tatlı kaşığı hardal tohumu konur. Kaynatıldıktan sonra süzülüp, gargara yapılır. Bu işlem hergün tekrarlanır.
Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıktığı yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki kıl kalmıştır. Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat etmektir. Ayrıca aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak, bal.
Hazırlanışı : 10 diş sarımsak kabukları soyulmadan dövülür. Üzerine 1 tatlı kaşığı süzme bal ilave edilir. İyice karıştırıldıktan sonra, hasta olan yerlere sürülür.
Kemiğin ve iliğin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Tıp dilinde osteomyelit denir. Nedeni, cerahat yapan mikropların kana karışması veya derideki herhangi bir yaradan dağılan mikroplardır. Hastalanan kemik, dokunulmayacak kadar hassastır. Hastada, terleme ve titreme görülür. Ağrılar aniden başlar. Vakit geçirmeden tedavi ettirmek gerekir. Tedavi maksadıyla aşağıdaki reçete uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kuru üzüm, kitre, zeytinyağı.
Hazırlanışı : Geniş bir kaba 1 avuç kuru üzüm ve 2 çorba kaşığı kitre konur. Ezilerek karıştırılır. Üzerine 1 çay bardağı zeytinyağı ilave edilir. Tekrar karıştırılır. Sonra temiz bir gaz bezine doldurulup, yaranın üzerine kapanır. Bu işleme iltihap boşalıncaya kadar devam edilir.
Uzun kemiklerin son kısmındaki, kemik yapıcı kıkırdakların verem olmasına, kemik veremi denir. Kalça, diz kapağı oynakları ve bazen de omurlarda görülür. Nedeni veremin ikinci devresinde, verem basillerinin kan damarları aracılığıyla bütün vücuda yayılmış olmasıdır. Hastada baş ve eklem ağrıları görülür. Kemiklerinde yaralar ve delikler açılır. Ateşi de, inip çıkar. Vakit geçirmeden tedavi edilmesi gerekir. Doktorun tavsiyelerine uyulur, verdiği ilaçlar kullanılır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Karabaşotu, pekmez, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 2 tutam karabaşotu konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Suyuna 1 su bardağı pekmez konur. Iyice karıştırılır. Günde 3 kere birer çay bardağı içilir.
Kemiklerin zamanla yumuşayıp, kırılabilir hale gelmesiyle ortaya çıkan bu hastalığa tıp dilinde osteomalasi denir. Nedeni, kalsiyum veya D vitamini eksikliğidir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Turp yaprağı, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 avuç turp yaprağı konur. 5 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer kahve fincanı içilir.
Çarpma, vurma, düşme veya bunlara benzer bir kaza sonucu meydana gelen kırıklar, kapalı ve açık kırıklar olmak üzere ikiye ayrılır. Kemikler ya bir yerinden basit bir şekilde ya da birkaç yerinden kırılıp, parçalanırlar. Kemik kırılan yerde, şiddetli ve şişkinlik meydana gelir. Kırılan yer, elle yoklandığı zaman birtakım tıkırtılar duyulur. Bazen de, kırılan kemikler, kasları, etleri ve deriyi delerek dışarı fırlayabilir. Kemik kırıklarında yapılacak ilk iş, kemik uçlarını karşı karşıya getirerek, kıpırdamayacak şekilde sıkıca sarmaktır. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak.
Hazırlanışı : 1 baş kuru sarımsak iyice dövüldükten sonra temiz bir tülbentin içine doldurulup, kırığın üzerine sarılır. Bu işlem hergün tekrarlanır.
Erkek veya kadının döl vermemesi haline, halk arasında kısırlık, tıp dilinde ise sterilite denir. Nedenlerini, erkek ve kadında ayrı ayrı incelemek gerekir.
- Erkeklerde Kısırlık : Normal cinsel ilişkide bulunmayan veya menisi olmayan erkeklere kısır denir. Psikolojik etkenler, iktidarsızlık, erkek uzvunda görülen şekil bozukluğu, gereği gibi tedavi edilmemiş belsoğukluğu, yumurtaların yerlerine inmemiş olması, kabakulak hastalığı sırasında husyelerin iltihaplanmış olması kısırlığı doğuran en başta gelen nedenlerdendir.
- Kadınlarda Kısırlık : Cinsi münasebetlerin, hamile kalma ihtimalinin çok az olduğu zamanlarda yapılması, fallop borularının tıkalı olması, döl yatağında görülen hastalıklar, hormon salgılarının yetersiz olması, rahim veya dış üretim organlarında görülen şekil bozuklukları, şeker hastalığı veya tiroid bozuklukları, beden yorgunluğu, sinir bozukluğu en başta gelen nedenlerdendir.
Çocuk sahibi olmayan eşlerin, tepeden tırnağa kadar muayene olup, gerçek nedenleri, tespit ettirmeleri gerekir. Bundan sonra, kısırlığı doğuran hastalıkların tedavisinde uygulanan reçetelerle birlikte aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Isırganotu, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 3 tutam ısırganotu konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer çay bardağı içilir.
Daha ziyade 3-10 yaşları arasında görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde morbilli denilen bu hastalığın nedeni, bir çeşit virüstür. Kızamıklı hastanın tükürük damlacıkları aracılığı ile sağlamlara da bulaşır. Bu nedenle, kızamık lekeleri kaybolduktan sonraki 10 gün içinde de hastayı, sağlıklı kimselerle görüştürmemek gerekir. Hastalık mikrop alındıktan sonra 10 gün içinde orataya çıkar. Hastanın gözleri kızarır, burnu akar, hapşırır, öksürür. Ateş yükselir. Baş ağrılarından şikayet eder. Kuvvetli ışıktan rahatsız olur. Bu belirtilerden aşağı yukarı 4 gün sonra küçük kırmızı ufak lekeler görülmeye başlar. Bunlar grup halindedir. Bu dönemde dudaklarda kuruluk ve dilde paslanma dikkati çeker. Bir süre sonra da kızamık lekeleri yüzün her tarafına, boyuna, göğse, kollara, karına, ve bacaklara yayılır. Bu dönem 3-4 gün devam eder. Sonra ateş yavaş yavaş ya da birdenbire düşerek belirtiler kaybolur. Hastanın odası güneş görmeli ve çok temiz olmalıdır. Oda ısısı 18-20 derece arasında tutulmalı, günde en az iki kere havalandırılmalı ve hastanın üşütmemesi için azami dikkat gösterilmelidir. Ayrıca, hastanın ağız, burun ve beden temizliğine özen gösterilmelidir. Bunlara dikkat edilmediği takdirde hastalık, zatürree, bronkopnömoni, zatülcenp, ortakulak iltihabı veya ensafalit gibi tehlikeli hastalıklara neden olabilir. Kızamık geçirenler, bağışıklık kazanıp bir daha kızamık olmazlar. Ayrıca çocuklara 2 yaşında yaptırılacak kızamık aşısı da bağışıklık sağlar. Hastalığın kolayca geçmesi ve bir başka hastalığa neden olmaması için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Dut.
Hazırlanışı : Döküntüler başlamadan önce 250 gram dut yedirmek, döküntülerin çabuk çıkmasına yardımcı olur. Aynı uygulama karadut şurubu ile de yapılabilir.
Deri döküntüleri, hafif ateş ve hafif nezle ile ortaya çıkan Alman kızamığı da denilen bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde, rubella denir. Daha ziyade çocuklarda görülür. Ancak, hamile kadınların da, gebeliğin ilk üç ayı içinde kızamıkçık olma ihtimali vardır. Bu durumda, ana rahmindeki cenin de etkilenir. Hastalık, havadaki zerreciklerle bulaşır. Kuluçka devresi, çoğunlukla 17 gündür. Hastanın vücudunda pembe, düz lekeler görülür. Bazen boynun arka tarafındaki bezler de şişer. Tedavi için kullanılacak özel bir ilaç yoktur. Hastalık genellikle 4 gün içinde geçer. Bu süre içinde hastanın odasını ayırmak ve sağlam kimselerle görüştürmek gerekir. Kesin istirahat da şarttır. Hastada görülen nezle ve ağrıları tedavi etmek amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şeker.
Hazırlanışı : Ateşin üzerine 1 çorba kaşığı toz şeker konur. Yanarken çıkan duman teneffüs edilir.
Kendine has bir deri döküntüsü ve boğaz ağrısı ile ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde scarlatina denir. Nedeni, bademciklere yerleşen bir çeşit mikroptur. Hastalık aniden ortaya çıkan baş ağrısı, titreme, boğaz yanması, bulantı, ve havale ile başlar. Ateş yükselir. Nabız hızlanır ve bademcikler de şişer. Bu belirtilerin ortaya çıkmasından çok kısa bir süre sonra, ağız çevresi hariç vücudun diğer yerlerinde kırmızı lekeler belirir. Dilin üstü de beyaz bir tabakayla kaplanır. Bu tabaka 3 gün sonra kalkar ve dil ağaç çileği görünümünü alır. Hastalık en fazla 6 hafta içinde geçer. Bulaşmayı önlemek amacıyla, hastanın odası ayrılır. Başkaları ile görüşmesi engellenir. Odası sık sık havalandırılır. Sulu ve sindirilmesi kolay yiyecekler verilir. İyi tedavi edilmezse böbrek iltihabına neden olabilir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler ugulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Adaçayı, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 2 tutam adaçayı konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Ilıdıktan sonra gargara yapılır.
Bir çeşit kansızlıktır. Kanda hemoglobin miktarının azalması, bu duruma neden olur. Çarpıntı, halsizlik, nefes darlığı, yüzde solgunluk ve ayak bileklerinde şişme görülür. Belirtiler kayboluncaya kadar aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ispanak, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya yarım kilogram yıkanmış ve temizlenmiş ıspanak konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer kahve fincanı içilir.
Kolera vibriyonu denilen mikropların meydana getirdiği en tehlikeli bulaşıcı hastalıklardan biridir. Daha ziyade, su, kanalizasyon ve tuvalet durumu elverişli olmayan çevrelerde görülür.
Kolera mikrobu içme sularına karışan sularla yayılıp, salgın haline gelir. Ayrıca hastaların dışkısı, kusmuğu ile bulaşır. Kolera mikrobu bulaşmış yiyecek maddeleri de hastalığın yayılmasına neden olur.
Korunmak için, meyve ve sebze bahçeleri hiç bir zaman lağım suları ile sulanmamalıdır. Lağım sularının, içme sularına karışması engellenmelidir. Yiyecek ve içecekler sinek, böcek ve fare giremeyecek yerlerde saklanmalıdır. Yemeklerden önce ve tuvaletten çıktıktan sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır.
Özellikle sırt, ense veya yüzde meydana gelip, kıl diplerinin iltihaplanmasıyla beliren bir çeşit çıbandır. Küçük, kırmızı ve sert bir şişliktir. Büyüdükçe, ağrı artar, fakat çoğu zaman baş verme görülmez. Kör çıbanları kesinlikle sıkmamak ve kurcalamamak gerekir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçetelerden biri uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Keten tohumu, vazelin.
Hazırlanışı : 1 kahve fincanı vazeline, 3 çorba kaşığı dövülmüş keten tohumu konur. İyice karıştırıldıktan sonra çıbanın üzerine konur.
Kaslarda, şiddetli bir ağrı ile beraber istek dışı meydana gelen kasılmalara kramp denir. Çoğunlukla yorgunluk, fazla terleme ve ishalden sonra görülür. Atardamar hastalıkarından kaynaklanan kramplarda mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Diğerlerinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sirke, bal, su.
Hazırlanışı : Bir kaba 1 fincan sirke, 1 fincan sıcak su ve 1 fincan süzme bal konur. İyice karıştırılır. Gün aşırı sıcak sıcak içilir.
Kuduz hayvanın ısırması ve salyasının insan vücudundaki herhangi bir sıyrıktan girip, kana karışması sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Tıp dilinde Rabies veya Hydrophobia denir. Kuduz virüsü, vücuda girdikten sonra sinir sistemine yerleşerek, beyne kadar gelir ve orada iltihap yapar. Bu iltihaplanma, ısırıldıktan sonra geçen 7 ila 60 gün arasında meydana gelir. Bu nedenle kuduz aşısının bu süre içinde yapılması gerekir. Kuduz belirtileri ortaya çıktıktan sonra yapılacak kuduz aşısı ile kuduz serumunun kıymeti yoktur. Kuduz hastalığının başlangıcında, yorgunluk, durgunluk, sinir bozukluğu, baş ağrısı ve kalpte sıkışma görülür. Hasta yerinde duramayacak kadar sıkıntılıdır. Bir süre sonra boğaz ve solunum yollarındaki kramplar başlar. Bu dönemde sudan da korkmaya başlar. Kuduz şüphesi olan bir hayvan ısırdıktan sonra ısırılan yerden bol kan akıtılır. Sonra oksijenli suyla yıkanıp, tentürdiyot sürülür. Bu işlem sık sık tekrarlanır.
Kulak ağrısı başka bir hastalığın belirtisidir. Kulak borusu zarı iltihabı, kulak nezlesi, ortakulak iltihabı, kulak yolundaki çıban, boyun bezeleri, yüz nevraljisi, bademcik iltihabı veya çene mafsalındaki hastalık, kulak ağrısına neden olabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak, zeytinyağı.
Hazırlanışı : 1 diş sarımsak külde pişirildikten sonra ufalanır. Üzerine 1 kahve kaşığı zeytinyağı ilave edilip, karıştırıldıktan sonra kulak deliğine sokulur.
Dış veya ortakulak iltihabından kaynaklanır. Akıntı azsa, dışkulak iltihabı, koyu sarıysa ortakulak iltihabı düşünülür. Mastoid iltihabının neden olduğu akıntı ise, krem kıvamında olup, çoktur. Kulaktan kanlı akıntı gelmesi, kulak zarının delinmiş olması veya kafatası kırığından kaynaklanabilir. Doktora başvurmak gerekir. İltihabın neden olduğu kulak akıntılarının tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sirke.
Hazırlanışı : Kulağa günde 2 kere birer damla saf sirke damlatılır.
Kulak çınlaması, kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp dilinde tinnitus denir. Çok çeşitli nedenleri vardır. Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı, ortakulak iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, zafiyet, bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon sayılabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir. Basit kulak çınlamalarında aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sirke.
Hazırlanışı : 2 su bardağı sirke kaynatılır. Çıkan buhar kağıttan bir huni yardımıyla kulağa verilir.
Ortakulakta veya kulak arkası kemikte görülür. Vakit geçirilmeden doktora başvurmak gerekir.
- Ortakulak İltihabı : Bademcik veya gırtlakta meydana gelen iltihaplar grip, kızamık, kuşpalazı, kızıl gibi hastalıklar ortakulağın iltihaplanmasına neden olabilir. Hastada, yüksek ateş ve kulak ağrısı görülür. Kulağa sıcak pansumanlar yapmak, ağrıları dindirir.
- Kulak Arkasındaki Kemiğin İltihabı : Nedeni, genellikle ortakulaktaki iltihabın, kulak arkasındaki kemiğe doğru yayılmış olmasıdır. Hastada ateş, kulak ağrısı, koyu kulak akıntısı, halsizlik görülür. İşitme azalır. Çaresi ameliyattır.
Dışkulak borusundaki ufacık bezler; kulak kiri adı verilen hafif sarımtırak yağlı bir madde salgılarlar. Bu salgı fazla olduğu zaman, dışarıya atılamayıp kulak içinde kuruyacak olursa, bir tıkaç meydana getirir ve kulak zarını etkileyerek rahatsızlık verir. Dışkulak borusu, kulak kiri ile tamamen kapanacak olursa, uğultu, çınlama gibi arızalara neden olur. Tamamen tıkanmış boru, ancak doktor tarafından açılabilir. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytinyağı, havlu.
Hazırlanışı : 2 çorba kaşığı zeytinyağı ısıtılır. Ilıdıktan sonra kulak borusuna 3 damla konup ılık bir havluyla kapatılır.
Kulağa kaçan suyu çıkarmak için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tatlı bademyağı.
Hazırlanışı : Kulağa 3 damla tatlı bademyağı konur.
Şiddetli ağrılara ve özellikle kalınbağırsak kaslarının kasılması sonucu meydana gelen ve omuz başlarında hissedilen ağrılara, halk arasında kulunç denir. Bu çeşit ağrıların bazıları sabit, bazıları da gezici ağrı şeklindedir. Kalınbağırsağın kasılmasından kaynaklanan bu çeşit ağrılara, tıp dilinde kolik denir. Kulunç ağrılarını dindirmek için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Gelincik yaprağı, su.
Hazırlanışı : 1 su bardağı kaynak suya 4 tane gelincik yaprağı konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp içilir.
Böbrek kumlarını dökmek ve onların neden olduğu sancıları gidermek için, perhiz yapmak ve bol bol su içmek çok faydalıdır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Pırasa, su.
Hazırlanışı : 6 bardak suya 1 tane pırasa doğranır. Haşlandıktan sonra süzülür. Günde 1 su bardağı içilir.
Tıp dilinde Ürtiker denilen kurdeşen, bir çeşit alerjidir. Ciltte aniden başlayan ve birkaç saat süren dayanılmaz kaşıntılarla kendini gösterir. Ciltte görülen küçük, kırmızı kabarcıklar, bir süre sonra şişebilir. Bu belirtiler, bazen çok kısa zamanda geçer, bazen de uzun süre devam eder. Nedeni, böcek veya arı sokması, bozuk yiyecekler, bazı yiyecekler, bazı ilaçlar veya aşırı derecede heyecanlamadır. Tedaviye geçmeden önce hastalığı doğuran nedeni bulmak gerekir, ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ayıkulağı, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 avuç ayıkulağı konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülüp, kaşınan yere sürülür.
Midenin içindekilerini, elde olmayarak ağız yolu ile dışarı atmaya kusmak, kusulan şeye de kusmuk denir. Kusmanın bir çok nedeni vardır. Örneğin, zehirli, bozulmuş yiyecekler, içki, gastrit ve ülser gibi mide hastalıkları, bazı besinlere karşı hassasiyet, bazı ilaçlar, kanser, mide kanaması, mide fıtığı, sinirlenme, migren, araç tutması, zehirlenme, kansızlık, sarılık, tiroid hastalıkları, hamilelik ve çocuklarda kabakulak, bademcik veya bağırsak hastalıkları sırasında kusma görülür. Tedavinin ilk şartı, kusmanın nedenini belirlemektir. Tedavi nedene göre yapılır. Hasta kustuktan sonra, sırt üstü yatırılır. Birşey yedirilmez. Bir bardak buzlu su, yudum yudum içirilir. Ayrıca tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ihlamur, su.
Hazırlanışı : 4 bardak kaynak suya 1 çorba kaşığı ıhlamur konur. 10 dakika bekletildikten sonra 1 su bardağı içilir.
Difteri de denilen bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğu, ses kısıklığı, nefes darlığı, kuru öksürük, yüzde morarma, bademcikler üzerinde kurşuni beyaz renkte bir zar, boğaz ağrısı, boyun bezlerinde şişlik, iştahsızlık, kol ve bacaklarda ağrılar görülür. Ateş 38-40 derece arasındadır. Nabız süratlidir. Hastalık başlangıcında teşhis edilip, hastanın nefesi tamamen kesilmeden müdahale edilmezse, ölümle sonuçlanır. Bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın bulunduğu yerdeki havaya yayılan mikroplarla bulaşır. Korunmak için en iyi çare difteri aşısı yaptırmaktır. Vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.
Damak eteğinin ortasından sarkan uzantıya küçük dil denir. Burada meydana gelen şişkinliğin tedavisi maksadıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kına, zeytinyağı.
Hazırlanışı : 1 kahve fincanı saf zeytinyağına 3 kahve fincanı kına konur. Iyice karıştırıldıktan sonra 1 tatlı kaşığı kadar alınıp, küçük dilin etrafına sürülür. |
Bazı loğusalarda görülen ciddi bir hastalıktır. Halk arasında albastı denir. Nedeni, üreme organı yollarında iltihaplanma, doğum esnasında temizliğe yeteri kadar önem verilmemesi veya idrar yollarının iltihaplanması olabilir. Doğumdan 3 veya 7 gün sonra ateş yükselir. Karnın alt bölümünde yumuşaklık hissedilir. Akıntı fazlalaşır ve loğusa genel bitkinlikten şikayet eder. Doktora başvurmak gerekir. Ayrıca aşağıdaki reçete de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Civanperçemi, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam civanperçemi konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere, yarım kahve fincanı içilir.
Halk arasında kan kanseri denilir. Kandaki alyuvarların aşırı derecede çoğalması sonucu meydana gelir. Aşağıdaki reçeteler koruyucu ve tedavi edici olarak kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Mineçiçeği, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 3 tutam mine çiçeği konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra temiz bir şişeye süzülür. Yemeklerden önce birer çorba kaşığı içilir.
Sırtın aşağı kısmında hissedilen çok şiddetli ağrıya lumbago denir. Belirtileri çeşitlidir. Mesela, hasta otururken, bir yerden kalkarken, eğilerek bir iş yaparken sırt bölgesinde şiddetli ağrılar hisseder. Ağrı belirtili bir noktadan başlayıp, kasıklara ve kalçaya doğru yayılır. Hastalığın belirli bir nedeni olmamakla beraber, bağların ve kasların fazla gerilmesi, disk kayması veya bel kemiği ile kalça kemiği arasındaki eklemlerin fazla zorlanması nedenler arasında sayılabilir. Tedavinin ilk şartı istirahat etmektir. Ayrıca sırta sıcak su torbası koymak ve masaj yapmak da çok faydalıdır. Aşağıdaki reçeteler de kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytinyağı.
Hazırlanışı : 1 çay bardağı zeytinyağı, hafif ateşte ısıtılır. Ilıdıktan sonra sırt bölgesine masaj yapılır. Aynı işlem, her gün tekrarlanır.
Eklemlerde hissedilen ve çoğunlukla soğuk algınlığından sonra görülen ağrıları dindirmek için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Acıhıyar.
Hazırlanışı : 1 tane acıhıyar ezilir. Çıkan suyu ile ağrıyan yerler ovulur.
Mantar yedikten bir süre sonra; şiddetli karın ağrısı, bulantı veya kusma, şiddetli derecede susama, vücutta soğuma ve morarma veya ishal görülürse, mantar zehirlenmesinden şüphe edilir. Bu durumda yapılacak ilk iş; hastayı kusturmaktır. Sonra gerekiyorsa, sunni solunum yaptırılır. Ağır vakalarda, hastayı mutlaka hastaneye götürmek gerekir. Aksi halde 48 ile 72 saat arasında ölümle sonuçlanabilir. Hafif vakalarda aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak, limon suyu, su.
Hazırlanışı : 2 diş sarımsak dövülür. Üzerine 1 su bardağı limon suyu ve 1 su bardağı su konur. Karıştırıldıktan sonra içilir.
Memelerde hissedilen ağrıların nedenleri çeşitlidir. Örneğin, buluğ yaşındaki kızlarda, adet dönemlerinde, gebeliğin ilk zamanlarında görülen bu ağrılar, iğneleyici şekildedir. Buna, meme nevraljisi de denir. Aşağıdaki reçetenin 4-5 gün uygulanmasıyla geçmeyen meme ağrılarında doktora başvurmak gerekir.
Tedavi için gerekli malzeme : Semizotu yaprağı.
Hazırlanışı : 1 avuç semizotu yaprağı iyice dövüldükten sonra temiz bir tülbentin içine doldurulup, memenin üzerine konur. Aynı işlem günde 3 kere tekrarlanır.
Memenin üzerinde, şişkinlik, kızartı, ağrı ve ateşle kendini belli eden içi irin dolu bir çıban görülür. Tedavinin ilk şartı temizlik kurallarına kesinlikle uymaktır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kara lahana, kafuru, zeytinyağı.
Hazırlanışı : Bir kaba 1 tane kara lahana yaprağı, 25 gram parçalanmış kafuru ve 2 çorba kaşığı zeytinyağı konur. Hafif ateşte ısıtılır. Sonra kabın içindeki karışım yine kabın içindeki lahana yaprağının üzerine doldurulup, memenin üzerine konur. Temiz bir tülbentle sarılır. Bu işlem 3 saat arayla tekrarlanır.
Doğumdan sonraki günlerde süt bezlerinin iltihaplanması sonucu, memelerde ateş ve ağrı hissedilir. Bu durum, bebeği emzirirken daha da ızdırap verici bir hal alır. Böyle durumlarda bebeği emzirirken, bebeğin burnu rahatça hava alacak şekilde bulunmalıdır. Emzirme süresi de, 15 dakikayı geçmemelidir. Memede biriken fazla süt de, lastik emicilerle boşaltılmalıdır. Bebeği emzirmeden önce annenin ellerini yıkaması ve yıkanmamış elleriyle memelerini tutmaması gerekir. Ayrıca memelerin üstünü temiz gaz bezi ile örtmek, bebeği emzirdikten sonra da çok sulu alkole batırılmış bir parça pamukla temizlemek lazımdır. Memelerin üzerine pudra dökülmemelidir. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz tohumu, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 10 çorba kaşığı maydanoz tohumu konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 1 kere pansuman yapılır.
Doğumdan sonra geçen günlerde, bazı kadınlarda memelerin uç kısımlarının çatladığı görülür. Anne yavrusunu emzirirken, memesinde sancı hisseder. Bebek de, emdiği sütle beraber ağzına gelen kanı kusarak çıkarır. Böyle durumlarda yapılacak ilk iş, ucunda çatlak olan memeyi en az 24 saat dinlendirmektir. Bebek bu memeden emzirilmez. Memede biriken sütü de almak gerekir. Ayrıca tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Havuç.
Hazırlanışı : 1 bardak havuç suyu hazırlanıp, meme uçları sık sık ıslatılır. Aynı işlem, her gün yeni sıkılmış havuç suyu ile tekrarlanır.
Birtakım mikropların beynin üzerini kaplayan zara gelip, yerleşmesi ve orada iltihaplanma meydana getirmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastada aniden yükselen ateş ve şiddetli ağrılar görülür. Işığa bakamaz, boynunu bükemez, Hiç vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Ayrıca hastayı doktora götürünceye kadar aşağıdaki reçeteler uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Akasya yaprağı, akasya çiçeği.
Hazırlanışı : 10 bardak suya 1 avuç akasya yaprağı veya 3 çorba kaşığı akasya çiçeği konur. Kaynatıldıktan sonra süzülür. Soğuduktan sonra, bu suyla hastanın başı yıkanır.
Bir milimetreküp menide en az yirmi milyon sperm bulunur. Spermin miktarı spermogram ile tespit edilir. Erkeğin menisi içindeki sperm mikroskop altında sayılır. Yirmi milyondan az sperm bulunduğu takdirde, sperm azlığından söz edilir. Sperm miktarını arttırmak için aşağıdaki reçeteler uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Anason, su.
Hazırlanışı : 1 çay bardağı sıcak suya yarım kahve kaşığı anason konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp içilir.
Adet kesimi, yaş dönemi diye de bilinen menopoz, kadınlarda 45-50 yaşları arasında başlayan, çeşitli organik ve psikolojik belirtiler gösteren bir dönemdir. Bu yaşlarda, aybaşı kanamaları azalmaya başlar. Önce birkaç ayda bir kere adet görmeye başlayan kadın, bir süre sonra tamamen kesilir ve çocuk yapma kabiliyeti kaybolur. Ancak cinsi arzuları kesilmez. Bu dönemde yorgunluk, baş dönmesi, çarpıntı, hazımsızlık, sinir bozukluğu, şişmanlama, tiroid bezinin büyümesi, migren, el ve ayak karıncalanması, huzursuzluk gibi belirtiler görülür. Bu devreyi en iyi şekilde atlatabilmek için mümkün olduğu kadar güneşli, temiz havadan yararlanmak ve beslenme kurallarına dikkat etmek, sık sık banyo yapmak da faydalıdır. Aşağıdaki reçeteler de adet kesiminde görülen şikayetleri gidermek amacıyla kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Papatya, su.
Hazırlanışı : Bir bardak sıcak suya 3 tane papatya konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp içilir. Günde 2 kere tekrarlanır.
İdrar torbası veya idrar yollarında meydana gelen taşlara; halk arasında mesane taşı, tıp dilinde kalkül denir. Boy şekli ve bileşimleri bakımından çeşitlidirler. Yerlerinde kaldıkları sürece pek rahatsızlık vermezler ama, yerlerinden ayrıldıklarında ağrı yaparlar. Ağrıyı hafifletmek için ağrının bulunduğu bölgeye ateşle ısıtılmış tuğla parçası veya içi sıcak su dolu bir şişe konulur. Ayrıca sıcak suya bastırılmış bir parça bezle de kompres yapılabilir. Taşları eritmek ve düşürmek maksadıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şalgam, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya, 3 tane şalgam doğranır. 15 dakika kaynatılıp süzülür. Günde 3 kere birer çay bardağı içilir.
Mide ve Sindirim Sistemi Bozuklukları |
Mide veya sindirim sisteminde görülen rahatsızlıkların çoğu, sinirlerin devamlı olarak gergin olmasından veya karaciğer hastalıklarından kaynaklanır. Çünkü sinir sisteminin bozulması, vücuttaki bütün salgı bezlerini, bu arada mide ve karaciğer salgı bezlerini de etkiler. Ayrıca, karaciğere dokunacak şeylerin devamlı olarak kullanılması da, sindirim sisteminde rahatsızlıkların doğmasına uygun zemini hazırlar.
Mide veya sindirim sisteminde meydana gelen rahatsızlıklar şöyle tespit edilir:
- Mide yanması, mide zafiyeti : Yemeğe başladıktan kısa bir süre sonra başlayıp, devam eden ağrılar.
- Mide iltihabı, onikiparmak ülseri : Yemek yedikten kısa bir süre sonra başlayan ağrılar.
- Mide ülseri : Yemek tedikten 2-3 saat sonra başlayan ağrılar.
Hepsinde de uyulması gereken kurallar kısaca şu şekide sıralanabilir.
- Yemeğe çiğ salata veya taze meyve ile başlamak sindirim sistemi için çok faydalıdır.
- Lokmalar iyice çiğnenmeli ve yavaş yenmelidir.
- Sofradan, tam manasıyla doymadan kalkmalıdır.
- Yemekte ve yemekten sonra fazla miktarda su içmemelidir.
- Çok sıcak veya çok soğuk şeyler yenmemelidir.
- Yemekleri her gün belirli saatlerde yemelidir.
- Yemekten sonra 1 saat kadar istirahat etmelidir.
Mide ve sindirim bozukluklarının tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kerviz kökü, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 tane kereviz kökü konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Yemeklerden sonra ikişer çorba kaşığı içilir.
Mide veya karın ağrısı karnın üst kısmında, bazen de sırt bölgesinde hissedilir. Bu ağrılar bir takım hastalıkların belirtisidir. Örneğin; gastrit, kolit, sinirsel hazımsızlıklar, müzmin safra kesesi iltihabı, safra taşı, mide ülseri, veya mide kanserinde yukarıda tarif edilen şekilde ağrılar görülür. Kısa süreli mide veya karın ağrılarında tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır. 1-2 günde geçmeyen ağrılarda doktora başvurmak gerekir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kuru soğansuyu.
Hazırlanışı : 1 fincan suya, 5 damla kuru soğan suyu konur. İyice karıştırıldıktan sonra içilir. Aynı işlem günde üç kere tekrarlanır.
Midede duyulan ve insana kusacak gibi bir duygu veren hale bulantı denir. Nedenleri çok çeşitlidir. Yemeklerin mide ve bağırsaklarda gereği gibi hazmedilmemiş olması, mide, bağırsak, safra kesesi, karın zarı veya böbreklerde iltihaplanma, mikroplu hastalıklar, sigara tiryakiliği, alkoliklik ya da sinir bozukluğu mide bulantısına neden olabilir. 1-2 gün içinde geçmezse, doktora başvurmak gerekir. Mide ve bağırsak bozukluklarından kaynaklanan mide bulantılarının tedavisinde aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, limon.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 çorba kaşığı nane ve orta boyda bir limonun kabukları konup, 10 dakika kaynatılır. Süzüldükten sonra 1 çay bardağı içilir.
Nedenleri çok çeşitli olan bir rahatsızlıktır. Hastanın midesinde yanma ile birlikte ekşime de vardır. Ağzına ekşi ve yakıcı bir sıvı dolar. Bu belirtiler aç veya tok karnına görülebilir. Ağır yemekler, bozulmuş yiyecekler, mide veya onikiparmak bağırsağı ülseri, safra kesesi iltihabı, mide ekşimesine neden olabilir. Tedavinin ilk şartı, hastalığı doğuran nedeni bulmaktır. Doktora gitmek gerekir. Mide ekşimesinden şikayet edenlerin, yemeklerini gayet iyi çiğnemeleri, biberli, baharatlı, ekşili, salamura yapılmış gıdaları terk etmeleri gerekir. Tedavi için aşağıdaki reçeteler de kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Karbonat, su.
Hazırlanışı : 1 su bardağı soğuk suya 1 kahve kaşığı karbonat konup, iyice karıştırıldıktan sonra içilir.
Mide ülseri, mide kanseri veya mideye giren sert bir cismin yaptığı tahribat sonucu görülür. Hastanın gaitası kanlı ve kahve telvesi görünümündedir. Mide kanaması geçiren hastaya şu şekilde yardımcı olunur. - Telaşlanmayın, Hastayı hemen yatırın, Bir su bardağı soğuk sütü veya bir bardak soğuk suyu yavaş yavaş içirin. Bunların yerine ufak bir parça buz da yutturabilirsiniz. Mümkünse hastaneye götürün Kanama durdurulduktan sonra, havuç suyu içirilebilir.
Tedavi edilmeyen mide ülseri, müzmin gastrit ve çok içki içmenin neden olduğu bir çeşit kanserdir. Hastanın göğüs boşluğunda, yanma ve ağrı, sık sık susama, bulantı, kusma, kansızlık, ruhi çöküntü, az idrar ve sert büyük abdest görülür. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, iyileşme ihtimali o kadar fazla olur. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Karanfil, su.
Hazırlanışı : Bir bardak sıcak suya, taze koparılmış ve ufalanmış 1 tane karanfil çiçeği konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp, aç karnına içilir. Bu işlem her yemekten önce tekrarlanır.
Midede veya bağırsaklardaki hazmolmuş gıdaların, oralarda herhangi bir yere takılması sonucu şiddetli bir ağrı meydana getirmesine mide krampı veya mide spazmı denir. Tedavi için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tarçın, su.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı sıcak suya, 1 kahve kaşığı tarçın konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp içilir.
Midede haddinden fazla gaz, ağrı, ve iştahsızlıkla kendini gösteren bir durumdur. Nedeni, mide kaslarının zayıfaması sonucu midenin bulunduğu yerden aşağıya sarkmış olmasıdır. Hasta midesinin çeşitli yerlerindeki ağrılardan, iştahsızlıktan ve ağzına sık sık ekşi su gelmesinden şikayet eder. Öncelikle, midedeki gaz ve asit fazlalığı tedavi edilmelidir. Bunun için gaz ve asit giderici reçeteler uygulanır. Ayrıca az fakat sık sık yemek yeme, yemekleri belirli saatlerde yemeyi alışkanlık haline getirmek tedaviye yardımcı olur. Aşağıdaki reçeteler de aynı amaçla uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kepek veya beyaz kil, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 avuç kepek veya 1 avuç beyaz kil konur. Lapa haline gelinceye kadar kaynatıldıktan sonra, temiz bir bezin içine doldurulup, midenin üstüne konur. Bu işlem her akşam yatmadan yarım saat önce tekrarlanır.
Çoğunlukla çabuk yemek yiyenlerde, sinir veya sindirim sistemi bozuk olanlarda görülen bir durumdur. Midede aşırı derecede gaz ve midenin üst kısmında şişkinlik vardır. Hasta, sık sık geğirir. Sebebi midedeki salgı bezlerinin yeteri kadar çalışmaması, asit fazlalığı veya yemeklerin yeteri kadar çiğnenmeden yenmesidir. Tedaviye başlamadan önce, ağızdaki eksik dişler tamamlattırılmalı, çürük dişler de tedavi ettirilmeli, yemekleri yavaş yeme alışkanlığı kazanmalıdır. Ayrıda aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytinyağı, limon.
Hazırlanışı : Bir çorba kaşığı saf zeytinyağına 2 çorba kaşığı limon suyu konur. İyice karıştırıldıktan sonra içilir. Bu işlem, her sabah kahvaltıda tekrarlanır.
Midenin besinleri gereği gibi ve normal sürede hazmedememesine mide tembelliği bir başka ifadeyle mide zafiyeti denir. Nedeni, midede asit fazlalığı, mide kaslarının zayıflamış olması veya midenin hazım için gerekli olan salgıyı yapamamasıdır. Tedavi için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Fesleğen, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 3 tutam fesleğen konur. Kaynatılıp, süzülür Yemeklerden 10 dakika sonra, birer kahve fincanı içilir.
Midenin iç yüzündeki belirli bir kısmın aşınması sonucu meydana gelen yaraya mide ülseri denir. Sinir bozukluğu, midede asit fazlalığı, zamanında ve iyi tedavi edilmeyen gastrit, mide zafiyeti, karaciğer yetersizliği veya safra azlığı, kalp hastalıkları, sindirilmesi güç yiyeceklerin aşırı derecede kullanılması, haddinden fazla sigara, çay, kahve veya asit yapıcı meşrubat içmek, alkol kullanmak veya bazı ilaçların uzun süre kullanılması mide ülserini doğuran nedenler arasındadır. Hastalığın başlangıcında mide ekşimesi ve ağırlık hissi vardır. Hastanın ağzına, sık sık ekşi su gelir. Tat alma duygusu hafiflemiştir, dil paslıdır, hastanın rengi solmuştur. Karnın üst kısmına bastırılınca, acıma hissedilir. Bu belirtiler ortaya çıktıktan sonra; en kısa zamanda tedaviye geçilmezse; yemeklerden 2-3 saat sonra sırta doğru yayılan şiddetli mide ağrıları başgösterir. Baş dönmesi ve terleme de görülür. Bu devrede, kusma ile bir miktar kan da görülebilir. Bazı kimselerin büyük abdestleri katran gibi olur. Bu işaretler, ülserin ilerlemiş olduğunu gösterir. Mide ülseri, bilhassa ilk bahar ve son bahar aylarında, çok rahatsız edici bir hal alır. Ağrı ve kanamalar artar. Mide ülseri, başlangıcında teşhis edilip de tedaviye başlanılacak olursa, telaşlanmaya ve korkmaya gerek yoktur. Bu durumda yapılacak ilk iş, üzüntüye kapılmamak, aksine bütün üzüntülerden sıyrılmaya gayret sarfetmektir. Sonra tedaviye yardımcı olmak amacıyla aşağıdaki hususlara kesinlikle uymak gerekir.
- Tedavi süresince istirahat edin.
- Yemeklerinizi, her gün belirli saatlerde yiyin.
- Bağırsaklarınızın düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayın.
- Sigara, çay, kahve ve alkolü bırakın.
- Diş sağlığına önem verin.
- Süt ve sütlü yiyecekler, yumurta, kızarmış ekmek, tereyağı, pelte ve haşlanmış balık, sebze püreleri ve patates yemeğini sofranızdan eksik etmeyin Ayrıca aşağıdaki reçetelerden herhangi birini kullanmak da faydalıdır.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana
Hazırlanışı : İki avuç dolusu lahana yaprağı, önce soğuk su ile yıkanır. Sonra ezilerek suyu çıkarılıp, 1 kahve fincanı içilir. Aynı işlem 6 saat ara ile 3 hafta boyunca yapılır.
Mide üşütmesini tedavi etmek amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, limon, su.
Hazırlanışı : Bir bardak suya 1 tatlı kaşığı nane ve bir adet limonun kabukları konup kaynatıllır. Günde 3 kere birer çay bardağı sıcak sıcak içilir.
Göğüs kemiğinin arka tarafında hissedilen yanma ile kendini gösterir. Nedeni midede fazla miktarda asit bulunmasıdır. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, su.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı suya, 1 tatlı kaşığı süzme bal ve iki çorba kaşığı limon suyu konur. Karıştıtılıp içilir. Aynı işlem günde 3 kere tekrarlanır.
Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile birlikte gelip, başın ve yüzün yarısını kaplayan özel bir baş ağrısıdır. Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar şiddetli olur. Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce hatta günlerce devam eder. Migren, herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, belirli bir neden olmadan da görülebilir. İrsi olanlar da vardır. Başın yarısında zonklamalar, bulantı ve bazen kusma görülür. Gözünün önünde siyah benekler, bulanık lekeler, uçuşur. Bazı kimseler, konuşmakta da zorluk çekerler. Ağrı geldiği zaman, karanlık bir odada sırt üstü yatmak oldukça etkilidir. Ayrıca, hazımsızlığı önlemek, haftada iki kere ılık banyo yapmak, sebze yemek ve kahve, çay, sigara, içki, gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir. Doktorun vereceği ilaçlar yanında aşağıdaki reçeteler de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana.
Hazırlanışı : Bir tane lahana yaprağı, ince ince kıyıldıktan sonra temiz bir bezin arasına doldurulup, alna konur.
Beş metreden daha uzağı yeteri kadar görememeye miyopluk denir. Nedeni, göz kaslarının yorulmuş ve kuvvetlerini kaybetmiş olmasıdır. İrsi olanları da vardır.
Daha ziyade el ve ayağın sürekli olarak sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesi ile meydana gelen ve basılınca ağrı veren sertleşmiş deri tümseğine nasır denir. Nedeni, nasırlaşan bölgeye yapılan basınç ve sürtmedir. Ayakta görülen nasırlara çoğunlukla sıkı ayakkabılar neden olur. Nasırları sökmek maksadıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon veya kırmızı domates.
Hazırlanışı : Nasırların üzerine bir dilim limon veya ortasından kesilmiş bir domates konur. Her gün tekrarlanır.
Tıp dilinde Dispne denilen nefes darlığı önemli bir hastalığın belirtisi olabilir. Spor yaptıktan, koştuktan veya yorucu bir iş yaptıktan sonra nefes darlığı normal sayılabilir. Ancak ortada neden yokken nefes darlığından şikayet etmek mutlaka üzerinde durulması gereken bir konudur. Çünkü kansızlık, kalp hastalıkları, mide hastalıkları, bronşit, tiroid bezinin büyümesi, akciğer hastalıkları, zatürree, astım, zehirlenme, şişmanlık, nefes darlığına neden olabilir. Nefes darlığından şikayet edenlerin sigarayı kesinlikle bırakmaları, ağır yemekleri de terk etmeleri gerekir. Önemli bir hastalıktan kaynaklanmayan nefes darlığını tedavi etmek amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ispanak, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya yarım kilogram temizlenmiş ıspanak konur. Haşlandıktan sonra süzülür. Ispanağın tamamı yenir.
Tıp dilinde Halitosis denilen nefes kokusunun nedenleri çeşitlidir. Genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır:
- Hazımsızlık, geğirme, kokulu yiyecekler, alkol ve bazı ilaçlar.
- Burun veya sinüz hastalıkarı.
- Çürük dişler, ağız yaraları veya bademcik iltihabı.
- Kusma veya uzun süreli perhizler.
Diğer taraftan şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli hastalıklar sırasında da nefes kokusu hissedilir. Herşeyden önce, ağız temizliğine çok dikkat etmek gerekir. Çürük dişler tedavi ettirilmeli, yenilen ve içilen şeylerin kokusuz olmasına dikkat edilmelidir. Hergün temiz havada yürümek de faydalıdır. Kısa sürede geçmeyen nefes kokularında bir doktora başvurmak gerekir. Aşağıdaki reçeteler de tedavi amacıyla kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, su.
Hazırlanışı : Bir bardak ılık suya, 1 tatlı kaşığı süzme bal konur, karıştırılıp, içilir.
Böbreklerin çalışmasında görülen bir bozukluktan kaynaklanır. Bu durumda idrara protein karışır. Tıp dilinde bright hastalığı da denir. 3 çeşidi vardır.
- Akut Nefrit.
- Müzmin Nefrit.
- Subakut Nefrit.
Nefritin bütün çeşitlerinde yatak istirahatı şarttır. Üşütmemeye dikkat etmek ve bele kuşak sarmak da gerekir. Ayrıca çıkan idrar miktarından çok su içilir. Tedavi için aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kekik, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı sıcak suya 1 kahve kaşığı kuru kekik konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp, içilir. Günde iki kere tekrarlanır.
Sinir ağrısına tıp dilinde nevralji denir. Bilhassa, yüzde ve başta hissedilir. Ama vücudun diğer taraflarında da bulunabilir. Nedeni soğuk algınlığı, şeker hastalığı, damar sertliği, veya ağrı yapan sinir yakınında meydana gelen herhangi bir hastalıktır. Nevralji ağrılarını dindirmek için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Yumurta.
Hazırlanışı : Bir tane yumurta, iyice kaynatıldıktan sonra kabukları soyulur. İkiye bölünerek ağrıyan yere konur.
Zihin ve vücudun aşırı derecede yorgun düşmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Üzüntü, sıkıntı, endişe, yeteri kadar dinlenmeye vakit ayırmadan uzun süre çalışmak, bazı mikrobik hastalıklar ve sinirleri uyarıcı ilaçları uzun süre kullanmak nevrasteni için gerekli olan zemini hazırlar. Kişi gerçekte hasta olmadığı halde bazı organlarının hastalığından yakınır. Çabuk yorulur, çabuk sinirlenir, huzursuzdur, baş ağrıları vardır. Bazen de gözlerinin iyi görmediğini söyler. Dikkatini toplayamaz, uykuları da normal değildir. Cinsel ilişkide başarılı olamadığını, hazımsızlık çektiğini, vücudunun her yerinin ağrıdığını söyler. Tedavi amacıyla, ılık duş almak, istirahat etmek, vakit buldukça açık havada dolaşmak, günlük sıkıntılardan uzaklaşmaya çalışmak, hazmı güç şeyler yememek, kahve ve sigarayı terketmek gerekir. Ayrıca hastalık belirtileri tamamen kayboluncaya kadar aşağıdaki reçeteler de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Yonca, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam yonca konur. Kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer çorba kaşığı içilir.
Burun içindeki ince zarın, üst solunum yollarının virütik iltihaplanmasıdır. Nezle bulaşıcıdır. Hastada burun akıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı, baş ağrısı, öksürük bazen de ateş görülür. 1-15 gün devam eder. İyi tedavi edilmezse müzminleşir. Tedavinin ilk şartı istirahat etmek ve kalabalık yerlerden uzak kalmaktır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, su.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı sıcak suya 1 kahve kaşığı nane konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp içilir. Aynı işlem sabah akşam tekrarlanır.
Halk arasında gut veya damla hastalığı tıp dilinde ise podagra denir. Özellikle fazla içki içen ve fazla kırmızı et yiyenlerde görülür. Daha fazla erkeklerde rastlanır. El, ayak başparmağı, diz ve dirseklerde şişkinlik meydana gelir. Ağrı da vardır. Buraları dokunulmayacak kadar hassaslaşmıştır. Ateş 39,4 dereceye kadar yükselir. Tedavinin başarılı olması için mutlaka yatak istirahati gerekir. Gıda rejimi uygulanır. Acılı, tuzlu, sirkeli ve şekerli yiyecekler terkedilir. Alkol ve sigara bırakılır. Dana, koyun ve kuzu eti yenmez. Diğer etler, yağ, nişastalı yiyecekler mümkün olduğu kadar azaltılır. Şeker yerine bal kullanıllır. Az patates, yağsız beyaz peynir, yağsız süt, yoğurt, enginar, havuç, kereviz, kiraz, lahana, fasulye, zeytin, maydanoz, armut, çilek, erik, kara turp, üzüm, domates, ve pırasa yenilebilir. Ayrıca mümkün olduğu kadar çok limon suyu içilir. Tedavi için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Beyaz peynir.
Hazırlanışı : Nikris olan yerlere dilimlenmiş taze beyaz peynir konur. Ağrı geçinceye kadar, 10 dakikada bir değiştirilir. |
|
|
İncinme, burkulma, biçimsiz duruş, yorgunluk veya hava cereyanına maruz kaldıktan sonra ortaya çıkan omuz ağrılarını gidermek için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Acıhıyar kökü, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 3 tane temizlenmiş acıhıyar kökü konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür.
Onikiparmak Bağırsağı Ülseri |
İncebağırsağın 25 santimetre kadar olan ilk bölümüne onikiparmak bağırsağı denir. C harfi görünümündedir. Onikiparmak bağırsağında meydana gelen ülsere tıp dilinde duodenum ülseri denir. Tedavi eidlmeyen gastrit, fazla asit, sinir bozukluğu, düzensiz hayat, gürültü, fazla miktarda sigara, çay, kahve ve alkol kullanmak, safra kesesi veya karaciğer yetersizliği, kalp hastalıkları, hormon dengesizliği, dengeli bir şekilde beslenememe, çok sıcak veya çok soğuk yiyecekler, haddinden fazla et, hamur işleri veya baharatlı yiyecekler ve bazı ilaçlar; onikiparmak bağırsağında ülserin meydana gelmesine yardımcı olur. Hasta, mide ekşimesi ve ağzına ekşi su gelmesinden şikayet eder. Ayrıca dili paslı, rengi solgundur, baş dönmesi ve fazla terleme de görülür. Midesinin üstüne basılınca, ağrı hisseder. Yemeklerden sonra da göğse doğru yayılan bir ağrı belirir. Bu belirtiler, ilk bahar ve sonbahar aylarında daha da artar. Tedavi için yapılacak ilk iş, hastalığı doğuran nedenleri ortadan kaldırmak, yemekleri az, fakat sık sık yemek, istirahat etmek ve üzüntüden uzak yaşamaya gayret etmektir. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon suyu, bal.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı sıcak suya 3 çorba kaşığı limon suyu ve 1 tatlı kaşığı süzme bal konur. İyice karıştırıldıktan sonra içilir. Aynı işlem günde 3 kere tekrarlanır.
Vücudun anormal derecede su toplamasına halk arasında istiska; tıp dilinde ise ödem denir. Veya hidrofizi denir. Yüzde, ellerde, ayaklarda veya karında ağrısız şişlikler görülür. Bu şişkinliklerin kaynağı kalp, karaciğer veya böbrek hastalıklarıdır. Tedavi maksadıyla tuzsuz rejim ve aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Arpa, kiraz sapı, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 çorba kaşığı arpa ve 3 tutam kiraz sapı konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 4 kere birer kahve fincanı içilir.
Çoğunlukla, göğüs, boğaz veya karın boşluğunda meydana gelen bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkan öksürüktür 3 grupta toplanır.
- Kuru öksürük : Nezle, boğaz iltihabı, bademcik iltihabı, fazla sigara içmek, sindirim bozuklukları, gastrit, ishal, kabızlık, bağırsak solucanları, kalp hastalıkları ve ses tellerinin hastalanmasından kaynaklanan öksürükler balgamsızdır, yani kuru öksürüktür.
- Nöbet şeklinde gelen öksürük : Bu çeşit öksürük, boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava borusunun tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır. Bu çeşit öksürükte pek az balgam görülür.
- Balgamlı öksürük : Bu çeşit öksürük, sık sık tekrarlar. Hastada hırıltı vardır. Balgam çıkarır ve nefesini dışarı vermekte zorluk çeker. Balgamlı öksürük; Bronşit, astım, sinüs iltihabı, müzmin sinüzit, kalp hastalıkları veya tüberküloz'un bir işareti olabilir. Öksürük, nasıl olursa olsun, ihmal edilmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şalgam suyu, bal.
Hazırlanışı : Bir su bardağı şalgam suyuna, 2 tatlı kaşığı süzme bal konur. 5 dakika kaynatıldıktan sonra sıcak sıcak içilir.
Çocuklarda görülen ve beslenme yetersizliğinden kaynaklanan bir hastalıktır. Tıp dilinde Candia albicans denir.
Tifoya benzeyen, mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Paratifo mikropları paratifolu hastanın idrar, büyük abdest veya kanında bulunur. Lağım sularının karıştığı içme suları ve bu sularla yetiştirilen yiyeceklerle bulaşır. Hastalığın yaygınlaşmasında kara sinekler de önemli rol oynar.
Parmak ağrılarını gidermek için ; Ağrıyan parmağın, birinci eklemi ovulur. Bir elma ikiye bölünüp, Ateşte pişirilir, ılıdıktan sonra ağrıyan parmakların üzerine konur. Soğuyuncaya kadar bekletilir.
Çoğunlukla mide hastalıkları veya bazı ateşli hastalıklarda dilin paslandığı görülür. Uzun süreli dil paslarında doktora başvurmak gerekir.
Dil peltekliğinin nedenleri çeşitlidir: Müzmin nezle, bademciklerin hastalanmasından dolayı burundan konuşma, kısmi sağırlık, yarık damak bu duruma neden olabilir. Burundan konuşma şeklinde görülen pelteklikte aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, bal, papatya çiçeği.
Hazırlanışı : Bir çay fincanı süzme bala, 2 çorba kaşığı nane ve 2 çorba kaşığı papatya çiçeği konur. Hafif ateşte ısıtılarak macun yapılır. Sonra dilin üstü, altı bununla ovulur. Her gün tekrarlanır.
Prostat bezi, idrar torbasının boynu ile idrar yolu başlangıcını çevreleyen ceviz büyüklüğünde bir guddedir. Yalnız erkeklerde bulunur. Prostat bezi, 50 yaşını geçen erkeklerde büyümeye başlayıp, rahatsızlık verebilir. Hastalığın belirtileri gecenin son kısmında idrara kalkmak, gündüzleri sık sık idrar yapmak, idrar yapmakta zorluk, idrarın yavaş yavaş akması, idrarın başında veya sonunda bir damla kan şeklinde görülür. Kesin tedavi ameliyatla gerçekleşir. Ancak tedavi maksadıyla aşağıdaki reçeteler uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Mazı, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam mazı konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere, birer çorba kaşığı içilir.
Vücudun herhangi bir yerindeki iltihabın, kan dolaşımı aracılığı ile prostat bezine gelip yerleşmesi sonucu ortaya çıkar. Hastada titreme, halsizlik, ateş, sırt ve bacak ağrıları görülür. Hasta, İdrarını ve büyük abdestini yapmakta güçlük çeker. Tedavi sırasında en az 10 gün yatak istirahati şarttır. Ayrıca 6 hafta süreyle aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Servi yaprağı, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam servi yaprağı konur. 20 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer kahve fincanı içilir.
Prostat bezinin genişleyip, büyümesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastanın karın bölgesinin alt kısımlarında ve bacak aralarında ağrı vardır. Bazen sırtta ve kollarda da ağrı hissedilir. Doktor tedavisi gerekir. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de kullanılabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Atkestanesi, su.
Hazırlanışı : Bir tencere suda 2 avuç atkestanesi haşlanır. Günde 5 tane yenir.
Rahimden gelen cerahatli akıntının neden olduğu bir çeşit egzamadır. Rahimde veya vajina çevresinde kızarma ve şişlikler görülür. Bu şişlikler bir süre sonra su toplayıp, kabuklanır. Kaşıntı, zonklama ve yanma hissedilir. Tedavi için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı soğuk suya 1 çorba kaşığı bal konur. Karıştırılıp hepsi bir kerede içilir.
Rahimim iç yüzünün iltihaplanmasına tıp dilinde endometri denir. Nedeni, belsoğukluğu, doğumdan ve çocuk düşürdükten sonra rahimde parça kalması veya rahim düşüklüğüdür. Hastanın karın bölgesi hassastır, vajinadan cerahatli ve sümüğe benzer akıntı gelir. Aybaşı kanamaları fazla olur. Bacaklarda ve leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır. Bu ağrılar dinlenmekle geçer. Doktora başvurmak gerekir. Ayrıca aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tereotu, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam tere otu konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Sabahları aç karnına, birer çay bardağı içilir.
Bu hastalık, aybaşı hali dışında görülen aşırı kanamalarla kendini gösterir. Aybaşı hali sırasında da sancı olmaz. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Fesleğen.
Hazırlanışı : Bir avuç fesleğen ezilerek suyu çıkarılıp, 1 kave fincanı içilir. Aynı işlem, şikayetler kesilinceye kadar tekrarlanır.
Çoğunlukla rahim boynunda ve vajinanın başlangıç kısmında meydana gelen bir hastalıktır. Çok düşük yapan veya çok doğuran kadınlarda daha fazla görülür. Tıp dilinde uterus kanseri denir. Vajinadan kan veya fena kokulu akıntı gelir. Böyle durumlarda, vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de kullanılabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Menekşe çiçeği, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya, 1 tutam kuru menekşe çiçeği konur. Kaynatıldıktan sonra 20 dakika bekletilip, süzülür. Bu suyla rahim yıkanır.
Rahimde meydana gelen ve nohut büyüklüğünde olan renkli yumrulara rahim polip'i denir. Nedeni, rahimin iç yüzünü örten zarın iltihaplanmış olmasıdır. Aybaşı halinde aşırı kanama, rahim akıntısı ve arasıra gelen karın ağrıları ile kendini gösterir. Kesin tedavisi ameliyattır.
Bazı kadınların vajina veya rahimleri bacaklarının arasına doğru sarkar. Bu durum, yaşlı kadınlarda görüldüğü gibi gençlerde de görülebilir. Nedenleri, müzmin öksürük, ıkınma, ağır şeyler kaldırma, aşırı yorgunluk, rahim ur veya polipleri, doğum sırasında destekleyici kas ve bağların zayıflamış olması veya aileden gelen eğilimdir.
Çoğunlukla doğum yapmamış kadınlarda görülür. Bazı urlar zararsızdır. Ancak aybaşı günlerinde gecikme, kilo kaybı, kansızlık ve adet görmenin ikinci ve üçüncü günlerinde haddinden fazla kanama varsa, geç kalmadan bir doktora başvurmak gerekir. Ayrıca hastada idrar yapma ihtiyacı fazlalaşır, leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır.
Çocuklarda görülen bir çeşit kemik hastalığıdır. Nedeni, yeteri kadar D vitamini almamaktır. Çoğunlukla yeteri kadar güneş görmeyen, sıhhi olmayan, rutubetli, karanlık ve basık tavanlı evlerde yaşayan, yeteri kadar süt içmeyen ve haddinden fazla miktarda unlu gıdalarla beslenen çocuklarda görülür. Hastalık genellikle 2 yaşında ortaya çıkar. Çocukta huysuzluk ve devamlı terleme görülür, iştahı azdır. Bazıları kabızlık çeker, bazıları da ishal olurlar. Adaleleri gevşektir. Derileri soluk ve kansızdır. Dişleri geç çıkar ve erken çürür. Ayakta durmayı ve yürümeyi geç öğrenir. Bacak kemikleri çarpıktır. Düztabanlık görülür. Deniz, kum veya güneş banyoları, kış aylarında da, haftada 3 kere ılık banyo yaptırmak yaralıdır. Aşağıdaki reçeteler de kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytinyağı veya cevizyağı.
Hazırlanışı : Hastanın vücudu zeytinyağı veya cevizyağı ile ovulur. 6 saat sonra ılık banyoda yıkanır.
Umumiyetle eklem, kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara romatizma denir. Romatizma ağrıları, vücudun her tarafında görülebilir. Halk arasında, romatizma ağrılarına yel denir. Şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme dengesizliği, mide ve bağırsak bozuklukları, çürük dişler, sinüzit, bademcik iltihapları ve yaşlılık romatizmayı hazırlayan nedenlerin başında gelir. Ayrıca, soğuk ve rutubet de çok önemli rol oynar. Romatizmalı yerlerde ağrı, yanma veya üşütme ve şişlikler görülür. Ağrı bazen dayanılmaz dereceye varır. Hareket etmekte de güçlük çekilir. Tedavi edilmezse, kalp kapağı hastalığı veya bir başka hastalığa neden olur. 3 çeşit romatizma vardır:
- Akut eklem romatizması.
- Romatoid artrit.
- Dejeneratif romatizma.
Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Elma, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 3 tane kabukları soyulmamış elma doğranır. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Yemeklerden sonra birer çay bardağı içilir. |
|
|
Günde, normal olarak 80 saç kılı dökülür. Bundan fazla dökülme yaşın ilerlemiş olması, bazı ateşli hastalıklar, tiroid hastalıkları, kansızlık, verem, şeker hastalığı gibi bütün vücudu etkileyen hastalıklardan sonra görülür. Tıp dilinde alopesi adı verilen saç dökülmesi; basit saç dökülmesi ve pelad olmak üzere iki çeşittir. Saç dökülmesini önlemek ve saçları uzatmak amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Yulaf sapı, su.
Hazırlanışı : Altı bardak suya 1 avuç yulaf sapı konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Suyu ile saçlar yıkanır.
Kafatası derisi üzerinde meydana gelen gevşek pul şeklindeki kabuklara kepek denir. Kuru ve yağlı olmak üzere iki çeşidi vardır. Yağlı sarımtırak görünüşteki kepeklenmeye, tıp dilinde sebore denir. Nedeni, derinin en üst kısmında bulunan tabakanın, ürettiği fazla parçalardır. Bunlar, çoğunlukla saçlar tarandığı zaman dökülür. Tedavinin ilk şartı; temizlik ve fazla miktarda unlu şeyler yememektir. Ayrıca aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tuz, su.
Hazırlanışı : Saçlar önce tuzlu su sonra bol su ile yıkanır. Her gün tekrarlanır.
Tıp dilinde tinea tonsurans denilen saçkıran, bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hiç vakit kaybetmeden tedavi etmek gerekir. Saçkıranlı hastanın tarağını kullanmak veya şapkasını giymekle bulaşır. Tedaviye, hastalıklı yerdeki saçları kesmek veya traş etmekle başlanır. Saçlar, haftada iki kere yıkanır. Aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak.
Hazırlanışı : Saçkıranlı yer, ustura ile hafifçe çizilir. Sonra ortasından kesilmiş bir diş sarımsak sürülür.
Yaş ilerledikçe saça ve sakala rengini veren maddenin yapımı azalır, bir süre sonra da tamamen kesilir. Kumral ve kızıl saçlar, daha erken beyazlaşır. Genç yaşlarda görülen beyazlaşmalar ise, ırsidir. Tedavisi yoktur. Ancak aşağıdaki reçeteler uygulanarak boyanabilirler.
Tedavi için gerekli malzeme : Reyhan, tereyağı.
Hazırlanışı : İki tutam reyhan 2 çorba kaşığı tereyağında pişirilir. Soğuduktan sonra beyaz yerlere sürülür.
Safra kesesi taşlarının neden olduğu bir çeşit iltihaplanmadır. Tıp dilinde kolesistit denir. İki çeşidi vardır.
- Müzmin safra kesesi iltihabı :
Safra kesesi büzülür, gereği gibi çalışamaz hale gelir. Hastanın karnında, özellikle yemeklerden sonra gaz ve gerginlik vardır. Ayrıca; sağ taraftan başlayıp, kaburgaların altına kadar yayılan geçici bir ağrı ve sarılık nöbetleri de görülür. Tıp dilinde kronik kolestit denir. Bu hastalık genellikle 40 yaşını geçmiş şişman kadınlarda görülür.
- Akut Safra Kesesi İltihabı :
Bilhassa, safra yollarına yerleşmiş taşın neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde akut kolestit denir. Hastada karnın sağ üst kısmına gelen ani, şiddetli ve çabuk gelişen, sırta, hatta sağ omuzun ucuna kadar yayılan ağrı vardır. Ateş artar, kusma ve bulantı görülür. Her iki çeşit safra kesesi iltihabında da; vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Ameliyat gerekebilir. Ameliyat gerekmeyen durumlarda veya safra kesesi iltihaplanmasını önlemek ve safra akımını kolaylaştırmak amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam maydanoz konur. 5 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 2 kere birer çay bardağı içilir.
Safra koyulaşması sonucu meydana gelen taşlara halk arasında safra taşı, tıp dilinde ise kolelitiasis denir. Yapılarında kolestrin bulunur. Bazı safra taşları, rahatsızlık vermez. Bazıları da safra kanalını tıkar. Çok şiddetli, batıcı bir ağrı, bulantı ve kusma yapar. Hasta yerinde duramaz olur. Bu olayların hepsine birden safra kesesi krizi denir. Düşmeyen veya alınmayan safra taşları, safra kesesinin iltihaplanmasına da neden olur. Safra taşlarının neden olduğu rahatsızlıkları gidermek için doktor müdahalesi gerekir. Ancak, ameliyat gerekmediği hallerde aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Gliserin, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı suya 1 kahve kaşığı gliserin karıştırılıp içilir.
Sonradan meydana gelen sağırlıkları doğuran nedenler çeşitlidir. Mesela; dış, orta veya içkulak bozuklukları, beyin hastalıkları veya histeri, geçici sağırlığa neden olabilir. Gerçek nedeni bulmak doktorun işidir. Geçici sağırlıkların tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Pelin, su.
Hazırlanışı : İki bardak suya 2 tutam pelin konur. 20 dakika kaynatıldıktan sonra temiz bir şişeye süzülür. Her 2 kulağa günde 3 kere ikişer damla damlatılır.
Sakal kılının kolayca koparılması ve kopan kılın ucunda da cerahat damlacığı görülmesi şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Tıp dilinde sikozis denen bu hastalığa, stafilokok cinsi mikroplar neden olur. Sakal diplerini oksijenli su ile yıkadıktan sonra aşağıdaki reçetelerden herhangi biri uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 avuç doğranmış maydanoz konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülüp, sakal dipleri yıkanır. Yüzün tamamı da yıkanabilir.
Menegokok adı verilen bir çeşit mikrobun; beyin zarına yerleşmesi ve orada iltihaplanmalar meydana getirmesi sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır. Hastalık, boğazlarında mikrop taşıyan hastalar veya kendileri hasta olmadıkları halde boğazlarında menenjit mikrobu taşıyan sağlam kimseler tarafından bulaştırılır. Hastalık çoğu kere üşüme, titreme ve ateşin birdenbire yükselmesiyle başlar. Halsizlik, başağrısı, ve kusma görülür. Dudak ve burun deliklerinin kenarlarında uçuklar belirir. Gözlerini açmakta zorluk çeker. Bir süre sonra, ensesi sertleşmeye ve başını öne eğememeye başlar. Hiç vakit geçirmeden tedaviye başlamak şarttır. Aksi halde, ölümle sonuçlanabilir. Bu günkü tedavi yöntemleri sayesinde hastanın sağlığına kavuşması mümkündür. Salgın menenjit salgını sırasında sağlıklı kimseler hastalarla görüşmemelidir. Kalabalık yerlere gidilmemelidir. Bütün vücudun, özellikle ağız ve burunun temiz tutulması gerekir.
Ot veya bitki tozlarının neden olduğu bir çeşit alerjik hastalıktır. Tıp dilinde pollenosis veya alerjik rinit denir. Daha ziyade, çiçeklerin açtığı aylarda görülür. Hastada şiddetli aksırmalar, burun tıkanıklığı, gözlerde kızarma ve sulanma, fazla miktarda berrak burun akıntısı ve öksürük görülür. Tedavinin ilk şartı, çiçeklerin açtığı sıcak ve rüzgarlı günlerde kırlara gitmemek ve güneş gözlüğü kullanmaktır. Aşağıdaki reçeteler tedavi amacıyla kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Meşe ağacı kabuğu, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 tatlı kaşığı ufalanmış meşe ağacı kabuğu konur. Kaynatıldıktan sonra temiz ve ince bir tülbentten süzülür. Buruna çekilerek sümkürülür.
Bir çeşit sinir hastalığıdır. Nedeni beynin çalışmasında görülen bir anormalliktir. Tıp dilinde epilepsi denir. Grand mal ve petit mal olmak üzere iki çeşidi vardır.
- Grand Mal :
Saranın ağır şekline grand mal denir. Hasta nöbet gelmeden önce aura denilen bir devre geçirir. Bu sırada da, nöbetin geleceğini anlar. Bu devrede, kulak çınlaması, belirli bir yerde ağrı, titreme vardır. Ne olduğunu anlayamadığı bir koku hisseder. Kısa bir süre sonra da, şuurunu kaybederek yere düşer. Vücudunda kuvvetli çırpınmalar başlar. Kol ve bacakları ritmik bir şekilde kasılıp, gevşer. Ağzı köpürür, dilini ısırabilir, farkında olmadan küçük ve büyük tuvaletini koyabilir. Bir süre sonra da kasılmalar azalır, derin bir soluk alarak sakinleşir ve kendine gelir.
- Petit Mal :
Saranın hafif şeklidir. Bu çeşit saralıda şuur kaybı görülür fakat, kasılma ve gevşemeler görülmez. Hatta bazen çevresindekiler kriz geçirdiğini bile anlamaz. İlkyardım olarak, kriz geçiren hastanın yaralanmasını önleyici tedbirler alınır. Dilini ısırmaması için de temiz bir mendili top yaparak ağzına koymak faydalıdır. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Üzerlik, su.
Hazırlanışı : Bir kahve kaşığı üzerlik tohumu, havanda dövüldükten sonra az suyla içilir.
Safranın kana karışıp, bütün dokuları hatta göz aklarını bile sarıya boyaması ile ortaya çıkan bir hastalık belirtisidir. Tıp dilinde ikter denilen sarılığın üç çeşidi vardır.
- Hemolitik sarılık :
Kandaki alyuvarların tahrip olması sonucu safra, kana karışır. Hastanın idrar rengi normal, büyük tuvaleti ise koyudur.
- Hepatik sarılık :
Bir virüsün neden olduğu karaciğer iltihabıdır. Karaciğer hücreleri şişer ve safra yolları tıkanır. Belirtileri, yavaş yavaş görülür. Hastada ateş, iştahsızlık, ishal ve kusma vardır. En çok görülen sarılık çeşidi budur.
- Obstrüktif sarılık :
Nedeni, safra kanallarının tıkanmış olmasıdır.
Ortak belirtileri ise şunlardır. Hastalığın neden olduğu sarı renk, önce göz aklarında görülür. Sonra yüz, boyun, gövde, kol ve bacaklara kadar yayılır. İdrarın rengi sarı ile koyu kahverengi arasında değişir. Ciltte de kaşıntı vardır. Büyük abdest, kil renginde ve fena kokuludur. Tedavinin ilk şartı, yatak istirahatidir. Sıkı bir perhiz uygulanır. Aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Pazı, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 avuç doğranmış pazı konur. Haşlandıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer çay bardağı içilir.
Nedeni, kesinlikle bilinmeyen bir hastalıktır. İrsi veya sinirsel olduğu söylenmektedir. Tıp dilinde psoriasis denir. Daha çok, baş derisinde, dizlerde ve dirseklerde veya tırnaklarda meydana gelen düzensiz kırmızı lekelerle kendini gösterir. Lekeler, gümüş renginde ve pul pul olup, deriden yüksektir. Kaşıntı yoktur. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ardıçkatranı, saf alkol, eter
Hazırlanışı : 5 gram ardıçkatranı, 4 gram saf alkol ve 4 gram eter karıştırılıp merhem yapılır. Deri sabunlu su ile yıkandıktan sonra sürülür.
Sesin tamamen kaybolmasına, tıp dilinde afoni denir. Tam veya kısmi olabilir. Nedeni, boğaz veya gırtlak hastalıkları, konuşma kaslarını kontrol eden sinirlerin hastalanması veya sinir bozukluğudur. Tedaviye geçmeden önce, gerçek nedeni bulmak gerekir. 1-2 gün içinde geçmeyen ses kayıplarında doktora başvurmak gerekir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Turp, su.
Hazırlanışı : Altı bardak suya 1 tane turp doğranır. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülüp, gargara yapılır.
Boğaz veya gırtlağın, dışarıdan gelen organizmalar tarafından istila edilmesi sonucu ortaya çıkar. Nedeni, soğuk algınlığı, bağırmak, çok konuşmak, boğazı tahriş edici duman veya benzeri gazlar veya boğaz iltihabıdır. Kısa sürede geçmeyen ses kısıklığında, doktora başvurmak gerekir. Kısa süreli ses kısıklığının tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kereviz yaprağı, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 kahve fincanı ufalanmış kereviz yaprağı konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülüp, gargara yapılır.
Günde 4 veya 6 kez idrara gitmek normal sayılır. Bu sayı, içilen su miktarına göre değişir. Toplam idrar miktarı, 8 su bardağı kadardır. Bu miktarda ve idrara gitme sayısında fazlalık olduğu zaman gençlerde şeker hastalığı, ihtiyarlarda böbrek hastalığı veya prostat büyümesi düşünülebilir.
Tıp dilinde scrofula denir. Bir çeşit kronik deri veremidir. Nedeni, boyundaki lenf bezlerinin veremidir. Daha ziyade boyun bölgesinde ve yüzde acısız şişliklerle ortaya çıkar. Bir süre sonra patlayan bu şişliklerden irin akar. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ceviz yaprağı, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 40 gram ceviz yaprağı konur. Haşlandıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer çorba kaşığı içilir.
Anofel adlı sivrisineğin sokmasıyla, insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren, kimi zaman da başka bir hastalık gibi görülen ve tedavi edilmezse, öldüren bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde malarya denir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : İncir, sirke.
Hazırlanışı : Dört bardak sirkeye 10 tane kuru veya yaş incir konur. 2 saat bekletildikten sonra süzülür. İkişer saat arayla 2 tane incir yenir.
Derinin üst tabakasının büyümesi sonucu ortaya çıkar. Nedeni, bir çeşit virüstür. Tıp dilinde verrü denir. Aynı kişide bir yerden diğer bir yere bulaşabilir. Daha ziyade, parmak, ayak ve yüzün çeşitli yerlerinde, yuvarlak deriden yüksekte ve çilek görünümünde kabartılar halinde görülür. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : İncir dalı veya yaprağı.
Hazırlanışı : Yeni koparılmıış incir dalı veya yaprağından çıkan süt, siğillerin üzerine sürülür. Aynı işlem sabah akşam tekrarlanır.
Bu çeşit ağrılar, genelikle küt ağrı şeklindedir. Vücudun her yerinde hissedilebilir. Ama, çoğunlukla kalp çevresindeki ağrılardan şikayet edilir. Bazı kimseler de başlarını tıpkı bir çember gibi sıkan baş ağrılarından şikayet ederler. İşte bu çeşit ağrılar, bedeni bir arızadan kaynaklanmıyorsa, sinirsel ağrılardır. Bu gibi şikayetlerde aşağıdaki reçetelerden herhangi biri kullanılanılabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana, süt.
Hazırlanışı : Dört su bardağı süte 10 tane lahana konur ve 15 dakika kaynatılır. Ilıdıktan sonra, lahana yaprakları ağrıyan bölgeye konur.
Hayat şartlarından fazlasıyla etkilenenlerde görülebilen, esasta önemli bir kaynağı olmayan bir rahatsızlıktır. Devamlı olarak endişe içinde olmak şeklinde görülenine anksiete, ruhi ve bedeni bitkinlik şeklinde görülenine de depresyon adı verilir. Hasta hayattan zevk almaz, her zaman mutsuzdur, huzursuzdur, sinirlidir. Uykuları düzensizdir. Gerçekte bir hastalığı olmadığı halde çeşitli hastalıkların varlığından şikayet eder. Tedaviye hayatının iyi yanlarını görmeye alışmakla başlanır. Sinirlenmekten kaçınmak, her kötü olayın iyi bir tarafı olduğunu görmeye alışmak, düzenli bir hayat sürmek gerekir. Ayrıca aşağıdaki reçetelerden herhangi biri de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Yonca, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 3 tutam yonca konur. Haşlandıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer çorba kaşığı içilir.
Sinir sisteminin düzenli, uyumlu çalışmasını kaybetmesi sonucu ortaya çıkar. Ayrıca, alkol kullanmak, fazla sigara içmek, haddinden fazla çay, kahve veya süt içmek, çabuk ve gereği gibi çiğnemeden yemek yemek şikayetlerin artmasına neden olur. Hastanın karnında ağırlık hissi vardır, midede gurultu, yanma veya ekşime görülebilir. Geğirir, gaz çıkarır. Yorgunluk, baş ağrısı, çarpıntı ve unutkanlıktan da şikayet edilir. Aşağıdaki reçetelerden faydalanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kimyon tohumu, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı kaynak suya 1 kahve kaşığı kimyon tohumu konur. 10 dakika bekletilir. Yemeklerden sonra içilir.
Sinir sistemindeki düzensizlikten kaynaklanan bir durumdur. Ağıza su gelmesi şeklinde de görülebilir. Herşeyden önce, sinirlenmemeyi, düzenli bir hayat sürmeyi alışkanlık haline getirmek tedavinin ilk şartıdır. Ayrıca aşağıdaki reçetelerden herhangi biri de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Ihlamur, su.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı kaynak suya 1 kahve kaşığı ıhlamur konur. 5 dakika bekletilip süzülür. Suyuna 1 kahve kaşığı süzme bal ilave edilip, yemekten sonra içilir. Aynı reçete adaçayı ile de hazırlanabilir.
Çene, alın ve şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna açılan içleri hava dolu boşlukların, sinüslerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Had ve müzmin olmak üzere iki çeşidi vardır. Nedeni burun iltihabı, nezle, grip, alerji, burundaki şekil bozuklukları veya buruna kaçan yabancı cisimlerdir. Hastanın yüzünde zonklayıcı bir ağrı, burnunda tıkanma, akıntı ve baş ağrısıyla birlikte gelen ateş görülür. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler ugulanır.
Karaciğer dokularının harap olması ve karaciğerin sertleşmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Tıp dilinde cirrhosis denir. Beslenme, hazımsızlık ve fazla miktarda alkol bazen de safra yollarının tıkanması sonucu görülür. Hastanın karnı su toplar, ayak bilekleri şişer, iştahı azalır ve arasıra da kusar. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kiraz çöpü, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 avuç kiraz çöpü konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer su bardağı içilir.
Yağ bezelerinin fazla çalışmasından, hormon veya metabolizma bozukluklarından kaynaklanan en küçük çıbanlara sivilce denir. Sivilceleri sıkmamak, tuzsuz, yağsız ve baharatsız şeyler yemek gerekir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ekşi nar, sirke.
Hazırlanışı : Bir su bardağı ekşi narsuyu ile yarım su bardağı sirke karıştırılır. Bu suya batırılan pamukla, sivilcelerin üzerine kompres yapılır.
Üst bacağın arka kısmı, arka bacağın dış tarafı ve siyatik siniri boyunca yayılan ağrıya siyatik denir. Ağrı, bazen birdenbire gelir. Bazen de yavaş yavaş ilerler. Otururken, kalkarken, uzanırken hareketler zorlukla yapılır. Belkemiğinin aşağı bölgesi, hassastır. Ağrılar yürürken, öksürürken ve gerinirken daha da artar. Halk arasında sinir romatizması da denir. Nedeni, omurlar arasında kıkırdak disklerin yerinden oynaması, yani disk kayması, omurganın alt bölümünün iltihaplanmış veya zedelenmiş olması, dizkapağı iltihabı veya sinir iltihabıdır. Tedavinin ilk şartı yatak istirahatidir. Ayrıca yatak altına kalın bir tahta koymalı, iki yastıktan fazla da yastık kullanmamalıdır. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Andızotu.
Hazırlanışı : İki adet andızotu kökü dövülüp, ağrılı yerlere sürülür. 3 saat sonra ılık suyla yıkanır.
C Vitamini eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır. Daha ziyade 5-6 ay süreyle yeteri kadar C vitamini alamayan çocuklarda ortaya çıkar. Hastada dermansızlık, zayıflama, ve kanamalar görülür. Yaraların iyileşmesi gecikir, diş etleri şişer ve mikrobik hastalıklara yakalanma ihtimali artar. Küçük çocuklara her gün 4 çorba kaşığı taze sıkılmış portakal, limon veya greyfurt suyu verilirse, skorbüt olmaları önlenmiş olur. Büyüklerde görülen skorbüt tedavisi için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Çam yaprağı, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı kaynak suya, 1 tatlı kaşığı ince kıyılmış çam yaprağı konur. Yarım saat bekletildikten sonra süzülür, içilir.
Üşütmekten meydana gelen keyisizliği gidermek amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Toz şeker, karabiber, su.
Hazırlanışı : Bir tatlı kaşığı toz şeker ile 1 tatlı kaşığı toz karabiber karıştırılır. 1 bardak suda eritildikten sonra içilir.
Halk arasında karakabarcık da denilen bu hastalık daha çok kasap, çiftçi veya veterinerlerde görülen ve hayvanlardan, insanlara geçen mikrobik bir hastalıktır. Daha çok yüz, boyun veya kolda bir çıban çıkıp daha sonra patlar. Etrafında da siyah bir kabuk meydana gelir. Öldürücü bir hastalık olduğu için vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Doktora gidinceye kadar aşağıdaki reçeteler uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kuru soğan.
Hazırlanışı : Üç baş kuru soğan ezilir. Hastanın ayaklarına sürülüp, iyice örtülür.
Vücudun şeker yakmasında ortaya çıkan bozukluğun neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde diabet denir. Pankreas, kandaki şeker miktarını kontrol eden ve adına insülin denilen bir madde salgılar. Pankreas bu görevini yerine getirmezse, kandaki fazla şeker, karaciğere depo edilir. Aç karnına alınan 100 gram kanda 80 miligram şeker vardır. Bu miktar yemekten 1-2 saat sonra 140 miligrama kadar yükselir. Kandaki şeker miktarı hastalığın durumuna göre aşağıdaki gibi tespit edilir.
Şeker durumu Açken Yemekten 1-2 saat sonra :
- Normal kimselerde 80 mg. 140 mg.
- Orta derecede 130 mg. 190 mg.
- Ağır derecede 160 mg. 215 mg.
İki çeşit şeker hastalığı vardır.
- Şekersiz Diabet :
Hipofiz bezinin arka tarafından salgılanan antidiüretik hormonun yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına, tıp dilinde diabetes insipidus denir.
- Şekerli Diabet :
Pankreasın salgıladığı insülin yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına, tıp dilinde diabetes mellitus denir.
Şeker hastalığını doğuran nedenler dengesiz beslenme, şişmanlık veya sinir bozukluğudur. Bazı kimselerde de irsiyet önemli bir rol oynar. Hastalığın başlangıcında çok yemek ve su içmek ihtiyacı vardır. İdrar miktarı da artar. Kadınların idrar yapma yerlerinde kaşıntı vardır. Ayrıca devamlı yorgunluk hali görülür. İleri safhada devamlı baş ağrısı, el ve ayak titremeleri, iştahsızlık, aseton kokusuna benzer nefes kokusu, ter kokusu, adele krampları, hafıza zayıflığı, kısmi veya tam felç, iyileşmeyen yaralar ve uykuda sayıklama görülür. Şeker hastalığı tedavi edilmezse sonuç damar sertliği, kalp yetmezliği, göğüs anjini, görme zayıflığı, katarakt, karaciğer hastalıkları, siroz olabilir.
İki çeşit şeker koması vardır.
- Diabetik Koma :
Daha ziyade şeker hastalarında görülür. Nedeni, insülin verme zamanını geçirmek, gerektiğinden az miktarda insülin vermek, bağırsak iltihabı, bademcik iltihabı, grip veya iyileşmeyen yaralardır.
- Şeker Eksikliği Koması :
Tıp dilinde hipoglisemi adı verilen bu çeşit koma, terleme, titreme, çırpınma huzursuzluk, şiddetli açlık, ve aşırı duygusallıkla başlar. Nedeni, fazla miktarda insülin vermek veya çok miktarda karbonhidratlı yiyeceklerle beslenmektir.
Şeker hastaları haftada en az iki kere ılık banyo yapmalıdır ve sonra da vücutlarının her tarafını ılık bir havlu ile ovmalıdır. Kabız veya ishal olmamalıdırlar. Perhiz yapmalıdırlar. Erken yatıp erken kalkmalıdırlar. Ağız, boğaz ve diş sağlığına aşırı özen göstermelidirler. Masaj, beden hareketleri ve açık havada yürüyüşü ihmal etmemelidirler. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Karadut, su.
Hazırlanışı : Beş çorba kaşığı karadut ezilip, suyu çıkarılır. Yemeklerden 10 dakika önce, 1 su bardağı suya 10 damla konup içilir.
Daha çok ense, sırt ve kaba etlerde beliren birçok çıbanların birleşmesi ile meydana gelen ve çabuk genişleyen bir çeşit kan çıbanıdır. Aşağıdaki reçeteler tedavi amacıyla uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Suteresi.
Hazırlanışı : Çıbanın üzerine, taze koparılmış suteresi yaprağı konur. 15 dakikada bir değiştirilir.
Şişmanlık, alınan kalori miktarının yakılan kaloriden daha fazla olması sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğudur. Tıp dilinde obesite denir. İstatistiklere göre şişmanların daha çabuk yaşlandıkları, şeker hastalığı, damar sertliği, kalp hastalıkları, karaciğer ve safrakesesi hastalıkları, tansiyon yüksekliği, akciğer hastalıkları, romatizmal hastalıkların tehdidi altında bulundukları belirtilmektedir. Bu nedenle şişmanlıktan kurtulmak için diyet ve beden hareketleri yapmak gerekir. Ayrıca aşağıdaki reçetelerden de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Yoğurt, patates.
Hazırlanışı : On gün süreyle sadece yoğurt ve patates yenir. |
|
|
Kan basıncına tansiyon denir. Kalp her kasılışında belirli miktardaki kanı (90-100 cm³) atardamarlara belirli basınçta pompalar, Bu basınca tansiyon denir. Bu sırada da, kan basıncı en yüksek seviyeye çıkar. Buna büyük tansiyon denir. Kalbin iki kasılışı arasında geçen zaman içinde ise, kan basıncı en düşük seviyeye iner. Buna da küçük tansiyon denir. Büyük tansiyon ile küçük tansiyon arasındaki fark da nabız basıncını gösterir. Tansiyon yaşa bünyeye ve tansiyon ölçüldüğü andaki ruhi veya bedeni duruma göre farklılık gösterir. Yaşlandıkça tansiyon yükselmesi normaldir. Büyük Tansiyon:Kalbin her büzüldüğü anda ölçülen tansiyona Büyük tansiyon denir.Büyük tansiyon kısaca, Kalpten atılan kanın damarlara uyguladığı basıçtır.Küçük Tansiyon: Kalp Dinlenmeye geçtiğinde ölçülen tansiyondur. Kalpten kan atılmış ve gevşemeye geçmiştir.
Tansiyondan Kurtulmanın Yolları: Vucut ağırlığı normal seviyelerde olmalı, Alkol ve sigara içilmemeli, Çay ve kahve az içilmeli, Tuz günde 2 gr. geçmemeli, Şekerli gıdalardan kaçınılmalı, Beyaz et ve balık yenilmeli, Kızartma değil haşlama yenilmeli, Sebze ve meyve arttırılmalı, Bol sıvı tüketilmeli, Stres ve gerginlik olmamalı, Temiz havalı yerde bulunulmalı, Hamur içeren yiyeceklerden uzak durulmalı, Kolalı içecekler içilmemeli, Sosis, salam ve hamburger türü yenilmemeli, Zeytinyağı kullanılmalı, Kalsıyumu bol gıdalardan kaçınılmalı, Yağsız süt ve yoğurt tüketilmeli, Egzersiz ve yürüyüş sıkça yapılmalı
Büyük tansiyon, 11'den aşağı düştüğü zaman tansiyon düşüklüğü vardır. Bu duruma tıp dilinde hipotansiyon denir. Tansiyon, ateşli hastalıklar sırasında, büyük kanamalardan sonra, iç salgı bezi bozukluklarında veya herhangi bir hastalıktan sonraki iyileşme döneminde düşer. Bazı kadınların aybaşı hallerinde, veya sıcakta fazla ter kaybından sonra veya sinirli kimselerde de tansiyon düştüğü görülür. Devamlı olarak tansiyon düşüklüğü önemli bir hastalığın işareti olabilir.Ayrıca Anemi (kansızlık), sıcak, zayıflık, gece uykusuzluğu tansiyon düşüklüğüne meydan verir.
Geçici tansiyon düşüklüğünde Tuzlu Ayran içilir.
Büyük tansiyonun kişinin yaşına göre yüksek olmasına halk arasında tansiyon yüksekliği, tıp dilinde ise hipertansiyon denir. Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği görülür. Mesela kalbin sol bölümünün büyümesinde, böbrek hastalıklarında, damar sertliğinde, kan hücrelerinin çoğalmasında, şişmanlıkta ve iç salgı bezleri hastalıklarında kan basıncı artar. Tansiyon yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk, sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı vardır. Tansiyonu normal seviyeye indirmek amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Çilek kökü, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 20 gram çilek kökü konur. Haşlandıktan sonra süzülür. Günde 3 kere, birer kahve fincanı içilir.
Az aydınlık yerlerde, görememek şeklinde ortaya çıkan bir çeşit göz hastalığıdır. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Yeşil bakla, su.
Hazırlanışı : Altı bardak suya 1 avuç yeşil bakla konur. Haşlandıktan sonra, hepsi bir kerede yenir.
Bir çeşit deri hastalığıdır. Yer yer küme küme bir takım kızartılarla kendini gösterir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Arpa.
Hazırlanışı : Bir çorba kaşığı arpa, ateşte yakıldıktan sonra külü temriyelerin üzerine sürülür.
Tırnaklarda meydana gelen çatlakları tedavi etmek için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon suyu, gliserin, kolonya.
Hazırlanışı : Küçük bir şişeye 1 çorba kaşığı limon suyu, 1 çorba kaşığı gliserin ve 1 çorba kaşığı limon kolonyası konur. İyice çalkalanıp, tırnakların üstü ovulur.
Tırnak kenarlarında veya altında cerahat birikmesine, tırnak iltihabı denir. Nedeni, ufak kesikler veya sıyrıklar sonucu bakterilerin yerleşmesidir. İltihaplanan tırnağın kenarında kızarıklık görülür. Ağrı da vardır. Tedavi için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam maydanoz konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Maydanozlar, tırnağın üzerine konup, temiz bir bezle sarılır. Aynı işleme iltihap boşalıncaya kadar devam edilir.
Mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın mikrobu çomak şeklindedir. Tifo basili adı verilen bu mikrop, çoğunlukla tifolu hastaların dışkılarında veya idrarlarında, kanlarında, tükürüklerinde veya vücutlarında görülen deri döküntülerinde bulunur. Tifo salgınına, lağım suları karışmış içme suları veya lağım suları ile mikroplanmış yiyecek maddeleri neden olur. Salgın daha ziyade yaz ve sonbahar aylarında görülür.
Hastalık, mikrop vücuda girdikten yaklaşık 7-15 gün sonra ortaya çıkar. Hastalığın ilk günlerinde yorgunluk ve baş ağrıları görülür. Fakat hasta yatmak ihtiyacını hissetmez. Birkaç gün sonra ateş yavaş yavaş yükselmeye başlar. İştahsızlık, baş ağrısı, burun kanaması, bronşit, mide ve bağırsak bozuklukları ile birlikte ishal görülür. İlk belirtilerin ortaya çıkmasını takip eden birkaç gün içinde ateşi daha da yükselir. Göğsünde karnında ve sırtında pire ısırığına benzeyen kırmızı lekeler belirir. Bu günler içinde tansiyon düşer, nabız da yavaşlar. Hastalığın üçüncü haftasında karın gerginleşir ve şişer. Dışkı ise yumuşaklaşır, bağırsak kanamaları görülebilir. Bademcikler iltihaplanmış, hasta zayıflamıştır. Üçüncü haftanın sonlarından itibaren, ateş düşmeye ve diğer belirtiler kaybolmaya başlar. Tifo kalbi, beyni, böbrekleri, akciğerleri, karaciğeri, göz ve kulak sinirlerini etkiler. Bu nedenle iyi tedavi şarttır.
Hastaya süt, yoğurt, ayran, hoşaf, meyva suları, limonata, portakal suyu, yumurta sarısı, yumurtalı çorbalar, iki kere çekilmiş etten yapılmış köfteler, sebze ve meyve püreleri verilir. Çok su içirilir.
Çok tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalıktır. Halk arasında lekeli humma da denir. Bitler aracılığı ile bulaşır. Tifüsü doğuran nedenler; pislik, aşırı kalabalık yerlerde yaşamak, açlık ve yorgunluktur. Tifüs 12-14 gün devam eder. Riteksiyon denilen tifüs mikrobu, vücuda girdikten bir süre sonra; hastada halsizlik, baş ve bel ağrıları görülür, ateşi yükselir. Dudakları kurur, dili paslanır, yüzü kızarır. 4-5 gün içinde derinin üzerinde ufak kırmızı lekeler ortaya çıkar. Bazı hastalarda, sayıklama, bağırma ve tuvaletini altına kaçırması görülür. Hasta sağlıklı kişilerden ayrı bir yerde bakıma alınır. Eşyaları, bulunduğu yer dezenfekte edilir. Sulu ve sindirimi kolay yiyecekler verilir. İyi beslenir, vücut temizliğine çok dikkat edilir.
Tıp dilinde Tremor denilen titremek, irade dışında meydana gelen bir hastalık belirtisidir. El ve ayak titremesi; daha ziyade, nevroz, isteri veya nevrasteninin belirtisidir. Hafif titremeler, genellikle, guatr, alkolizm, kurşun veya cıva zehirlenmesi ya da ihtiyarlığın işaretidir. Şiddetli titremeler parkinson hastalığı ve uyku hastalığında görülür.
Dudakta veya burun kenarında hafifçe şişmiş, kırmızı ve ağrılı bir leke şeklinde beliren bir hastalıktır. Nedeni, tükürükte bulunan bir çeşit virüstür. Daha ziyade ateşli hastalıklar ve soğuk algınlığı sırasında görülür. Tıp dilinde Herpes simplex denir. Dudak veya burun kenarında meydana gelen kırmızı lekeler, bir süre sonra su toplar, küçük kabarcıkar meydana gelir. Birkaç gün sonra da sararırlar ve kabuk bağlarlar. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon suyu.
Hazırlanışı : Uçukların üzerine günde birkaç kere limon suyu sürülür.
Herhangi bir hastalığa bağlı olmayan unutkanlığın tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Günlük, çekirdeksiz kuru üzüm.
Hazırlanışı : Ayda 3 gün arka arkaya, 3 gram günlük ile birlikte 10 tane çekirdeksiz kuru üzüm yenir. Bu işlem her ay aynı şekilde tekrarlanır.
Vücudun herhangi bir yerinde görülen şişliklere halk arasında ur, tıp dilinde ise tümör denir. İyi huylu, kötü huylu ve iltihabi olmak üzere üç çeşidi vardır. İyi huylu urların tedavisinde, aşağıdaki reçeteler uyulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Semiz otu, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 avuç semiz otu konur. 20 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Semiz otları urun üzerine sarılır.
Karaciğerde meydana gelip, kan vasıtasıyla böbreklere taşınan ve idrarla dışarı atılan zararlı maddelere üre denir. Ürenin, idrarla dışarıya atılmayıp, vücutta kalmasından meydana gelen hastalığa da üremi denir. Nedeni, böbrek hastalıkları ve prostat büyümesidir. Hastada devamlı baş ağrısı, görme bulanıklığı, hıçkırık, gündüzleri uyuma ihtiyacı ve geceleri de uykusuzluk görülür. Vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Ayrıca tedaviye yardımcı omak amacıyla hastanın üşütmemesi, yorulmaması, düzenli beslenmesi, sigara veya alkolü bırakması gerekir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 6 tane lahana yaprağı konur. 20 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere, birer kahve fincanı içilir.
Tıp dilinde insomnia denilen uykusuzluğu doğuran nedenler çeşitlidir. Örneğin yorgunluk, mide şişkinliği, hazımsızlık, zayıflatıcı veya uyarıcı ilaçlar, fazla sıcak, rahatsız edici ışık, gürültü sinir bozukluğu, fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, ağrılar, kalp veya akciğer hastalıkları, ateş, kaşıntı, günlük olayların etkisi, yatağın uygun olmaması, tedirginlik gibi nedenler uykusuzluğa neden olur. Uykusuzluğu doğuran nedeni bulmak gerekir. Basit uykusuzluklarda yatmadan önce sigara, çay, kahve gibi şeyler içmemek, müzik dinlemek, yatak odasını havalandırmak, bir bardak sıcak süt içmek ve sıcak banyo yapmak çok faydalıdır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de kullanılabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kakule, su.
Hazırlanışı : Yatmadan 1 saat önce kabukları çıkarılmış 5 tane kakule yenip üzerine bir bardak su içilir.
Tıp dilinde Somnambülizm adı verilen bu hastalıkta hastanın şuuru uykuda olduğu halde, duyu organları uyanıktır. Belirtileri hastaya göre değişir. Bazıları uykularında gezer; bazıları ise uykularında konuşur, bağırır, el ve kol işareti yapar. Uyandıkları zaman da uykularında yaptıklarını hatırlamazlar. Daha çok ruhsal bir bozukluğun ifadesidir. Ayrıca başından yaralanmış olanlarda, kanlarındaki şeker oranı düşük veya beyin damarlarında sertleşme olanlarda da uyurgezerlik görülebilir. Bazı kimselerde ise genetiktir. Uykuda gezen hastaların devamlı olarak ailesi tarafından kontrol altında tutulması, başına gelecek herhangi bir kazayı önlemesi açısından faydalıdır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şerbetçiotu, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam şerbetçiotu konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür.
Serkopt denilen gözle zorlukla görülecek kadar küçük olan uyuz böceğinin, üst derinin altına girerek meydana getirdiği kaşındırıcı ve bulaşıcı bir deri hastalığıdır. Özellikle el, bilek, parmak araları, koltuk altları, karın bölgesi ve kaba etlerde şiddetli kaşıntılar ve çizgi şeklinde yaralar görülür. Yapılacak ilk iş hastanın ve ilişkide bulunduğu kimselerin bütün çamaşırlarını, elbiselerini, yatak örtü ve çarşaflarını yıkamaktır. Sonra aşağıdaki reçeteler uygulanır. Her ilaç tatbik edildikten bir saat sonra yıkanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şeftali veya söğüt yaprağı.
Hazırlanışı : Bir avuç şeftali veya söğüt yaprağı iyice dövülüp, uyuz olan yerlere konur. Bu işlem 3 gün arka arkaya uygulanır.
Bazı kimseler, üşümeyi gerektirecek hastalıkları olmadığı halde üşüdüklerinden yakınırlar. Bu şikayetleri, kalorisi yüksek şeyleri yemekle geçer. Ayrıca aşağıdaki reçeteleri uygulamak da faydalıdır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak, ceviz.
Hazırlanışı : Her öğün 2 diş sarımsakla 6 tane ceviz yenir. |
|
|
Damarların büyümesi ve şişmesine varis denir. Çoğunlukla bacağın alt kısımlarında görülür. Nedeni ayakta fazla durmak, şişmanlık, kan damarlarındaki kapakların düzensiz çalışması veya jartiyer kullanmaktır. Belirtileri, deri yüzeyindeki damarlar eğri, büğrü olup şişerler. Deri rengini kaybeder. Akşam saatlerinde de ayak bilekleri şişebilir. Banyodan sonra, aybaşı halinde, sıcak havalarda veya uzun süre ayakta kaldıktan sonra, yorgunluk, bacaklarda ağrı, karıncalanma ve dolgunluk hissedilir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır ve kabız olmamaya dikkat edilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon suyu.
Hazırlanışı : Her akşam, bacaklar limon suyu ile aşağıdan yukarı doğru ovulur. Sonra, 1 karış yükseğe konup, dinlendirilir.
Daha çok, bacağın alt kısmında görülen yuvarlak bir yaradır. Nedeni, varisli yerde meydana gelen herhangi bir yaralanmadır. Hastalık bacağın alt kısmında, bileğe yakın bir yerde yuvarlak bir yara olarak ortaya çıkar. Ayak bileği şişer, deri esmerleşir ve bazen de ağrı hissedilir. Doktor tedavisi şarttır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ceviz veya fındık, su.
Hazırlanışı : Altı bardak suya 1 avuç kabukları çıkarılmamış ceviz veya kabuklu fındık konur. Yarım saat kaynatıldıktan sonra süzülüp, ülserli yere pansuman yapılır.
Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Veba mikrobunu taşıyan farelerin pireleri tarafından insanlara geçer. Nedeni, pisliktir. Pis ve güneş girmeyen yerler veba için en uygun ortamlardır.
Hastalık, mikrop kapıldıktan sonra gelen 2-8 gün içinde kendini gösterir. Hastada, aniden başlayan baş ve sırt ağrıları, ateş, titreme, kusma, nefes darlığı, halsizlik, deri lekeleri, burun kanaması, kan tükürme, kasık ağrıları ve devamlı dalgınlık görülür. Dili de kahverengi ve kurudur. Yapılacak ilk iş hastayı tecrit etmektir. Çevresindeki sağlıklı kimselerin de koruyucu aşı olması gerekir. Bugün için önemi kalmayan ve eski devirlerde olduğu kadar çok görülmeyen bu hastalığın tedavisi için geç kalmadan sağlık kuruluşlarına haber vermek gerekir.
Akciğer veremi, tüberküloz, fitizi diye bilinir. Nedeni, koch basili denilen ufak kıvrık içinde küçük noktacıklar görülen çomak şeklindeki verem basilidir. Verem mikrobu insan vücuduna çeşitli yollardan girebilir. Bu yolların başında, solunum yolları gelir. Hastalık, çoğunlukla veremlinin balgamı veya veremli ineklerin sütü ile bulaşır. Sağlık şartlarına uymamak, aşırı yorgunluk, üzüntü, grip, boğmaca, kızamık veya şeker hastalığı vücudun direncini kaybetmesine ve hastalığın ihtimalinin artmasına neden olur.
Verem, üç devrede gelişir. Birinci devrede, hastada genel yorgunluk, iştahsızlık, sırt ağrıları, öksürük, ve 38 dereceye varan ateş görülür.Verem basili bu devrede tüberkül adı verilen iltihaplı bölgeler oluşturur. İkinci devrede hiç bir belirti görülmeyebilir. Fakat basiller bütün vücuda yayılarak deri, eklemler, kemikler, böbrekler, bağırsaklar, karın ve beyin zarına yerleşirler. Bu devrede tedaviye başlanmamışsa, vücudun direnci azalmaya başlar. Üçüncü devrede, varem basilleri kan veya lenf kanalları yoluyla yayılmaya devam eder. Hastada, yorgunluk, balgamlı öksürük, akşamları yükselen hafif ateş, iştahsızlık ve gece terlemeleri görülür. Bu devrede, tedavi edilmezse, diğer akciğer de hastalanabilir. Tedaviye 4 ila 9 ay kadar devam etmek gerekir. Tedavinin ilk şartı temiz ve açık hava, bol gıda ve üzüntüsüz bir hayattır. Aşağıdaki reçeteler tedavi amacıyla kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Isırganotu, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam ısırganotu konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer kahve fincanı içilir.
Sıcak bir şeyin veya yakıcı bir maddenin etkisiyle vücudun herhangi bir yerinde meydana gelen hücre ve doku bozulmasına yanık denir. Yanıklar ikiye ayrılır:
- Basit Yanıklar : Bunlar, deride hafif bir kızarıklık meydana getiren yanıklardır. Bir süre sonra, içi su dolu kabarcıklar ortaya çıkar. Bunları, kesinlikle patlatmamak gerekir. Yapılacak şey gerekli ilacı sürüp iyileşmesini baklemektir.
- Önemli Yanıklar : Yanık alanı büyük ve derinliği de fazla ise, önemli bir yanık var demektir. Bu gibi durumlarda mutlaka hastaneye başvurmak gerekir.
Basit yanıkların tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Çürük elma, tuz. veya Patetes
Hazırlanışı : Bir tane çürük elma ezildikten sonra, üzerine 1 kahve kaşığı tuz ekilip, yanığın üzerine konur. İkincisi; Çiğ Patates dilimlenerek yada rendelenerek yanık üzerine konur.
Herhangi bir kaza sonucu deride meydana gelen yarılma, kesilme, ezilme veya parçalanmalara yara denir. Birçok çeşidi vardır. Ateşli silahlar, batıcı veya delici aletler, yakıcı maddeler veya hayvan ısırmaları sonucu meydana gelen yaraların, hiç vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerekir. Yaralar, temizlik şartlarına uyulmayıp da, mikrop kapacak olursa, yara yerinde şişme, kızarma, ateş ve ağrı görülür. Bu da, yaranın iltihaplandığına işarettir. Bu durumdaki yaralar, gereği gibi tedavi edilmeyecek olursa, yaradan dağılan mikroplar vücudun diğer tarflarına da yayılıp çok tehlikeli hastalıkara yol açabilir. Yaralanmalarda yapılacak ilk iş; akan kanı durdurmaktır. Kanı durdurmak için, kanayan yerin üstüne gaz bezi veya temiz bir bez parçası konup, iyice bastırılır. Kan bir süre sonra durur. Kanama durduktan sonra bez kaldırılır, yaranın üzerine bir parça tentürdiyot sürülüp, yara temiz bir gaz bezi ile sarılır. Kan fışkırarak akıyorsa, yaranın üzerine gaz bezi yea temiz bir bez parçası bağlandıktan sonra, kanayan yere bastırılır. Sonra ipin uçları, bir parça çubuğa bağlanıp, döndürüle döndürüle iyice sıkılaşması sağlanır. Ve hiç vakit kaybetmeden hastaneye götürülür. Basit yaralarda aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz tohumu, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 100 gram maydanoz tohumu konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Bu suyla pansuman yapılır.
Küçük yara veya sıyrıklardan giren mikropların neden olduğu ve tıp dilinde Erizipel denilen bir çeşit deri hastalığıdır. Halk arasında kızılyürük denir. Mikrop kapıldıktan bir kaç saat veya birkaç gün sonra; hastada ateş ve titreme görülür. Bilhassa, yüz, burun kanatları veya baldırlarda; çevresi kabarık, yaygın kızarıklık ve ağrı görülür. Bu bölge, bir süre sonra şişer, deri gerilir. Ayrıca iştahsızlık ve baş ağrısı da görülebilir. Yılancık ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır. Bunun için de iyi bir tedavi şarttır. Tedavinin ilk şartı, yatak istirahatidir. Ayrıca doktorun tavsiyelerine uyulup, aşağıdaki reçeteler de ugulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Limonata, alkol.
Hazırlanışı : Bir bardak limonataya 5 damla alkol konup günde 1 kere içilir.
Yılan zehiri çok çabuk ve şiddetli tesir gösteren zehirlerdendir. Ancak, bu zehirler ağızdan alındıkları zaman zehirlemezler. Zehirli yılanların çoğu büyük başlıdır. Bazılarının başları da üç köşelidir. Uzun kıvrık dilleri ve çatallı dişleri vardır. Soktukları zaman; dişlerinin dibinde bulunan bezden salgıladıkları zehiri, dişin içindeki kanal vasıtasıyla, soktukları yere aktarırlar. Orada ağrı, şişme ve kızarma görülür. Bazı kimselerde de yılan zehirinin çeşidine göre, kusma, baygınlık, titreme, nefes darlığı, uyuklama veya kısmi felç görülür. Yılan sokan kimseye zehir bütün vücuda yayılmadan önce aşağıdaki işlemi yapmak gerekir. Sokulan yer kol veya bacakta ise; yaranın üst tarafına sıkı bir bağ yapılır. Sonra alkole bandırılmış veya ateşte kızartılmış bıçak, çakı veya jiletle yara kanatılır. Arkasından, ağzın etrafına ve dudaklara zeytinyağı sürülür. Sokulan yer emilip, tükürülür. Aynı işlem 3-4 kere tekrarlanır. Sonra madeni bir şey ateşte kızdırılıp, sokulan yer dağlanır. Ayrıca aşağıdaki reçetelerden biri veya bir kaçı uygulanır. Zehirlenme belirtileri varsa vakit kaybetmeden hastaneye götürmek gerekir.
Tedavi için gerekli malzeme : Turunç.
Hazırlanışı : Bir adet turuncun suyu sıkılıp, Yılanın ısırdığı yere dökülür.
Uzun süre çalışmaktan sonra görülen durumdur. Organların sürekli olarak yorgunluğu sonucu bozulmasına da sürmenaj denir. Gereği gibi çalışmama, isteksizlik, halsizlik, baş veya sırt ağrıları, hazımsızlık, huzursuzluk ve huysuzluk, can sıkıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. En kolay tedavi, ılık duş alıp, istirahat etmektir. Sabah akşam, kol ve bacakları soğuk su ile yıkamak da çok faydalıdır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Taze fasulye, su.
Hazırlanışı : Taze fasulye yemeği yenir. Veya taze fasulyeler yeteri kadar suda haşlanıp, günde 3 kere birer çay bardağı suyu içilir.
Akciğerleri saran zarın iltihaplanması sonucu görülen bir hastalıktır. Tıp dilinde plörezi denir. Nedeni, zatürree, verem veya akciğer absesinden yayılan iltihaptır. Tedaviye vakit geçirmeden başlamak gerekir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 6 tane lahana yaprağı konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer kahve fincanı içilir. Aynı işlem her gün tekrarlanır.
Halk arasında akciğer iltihabı tıp dilinde ise pnömani denir. 3 çeşidi vardır.
- Lober Pnömoni : Pnömokok adı verilen mikropların neden olduğu had akciğer iltihabıdır. Mikroplu tozlar, fazla yorgunluk, soğuk algınlığı veya uzun süre güneşte kalmak hastalığın zeminini hazırlar. Hastalık ani baş ağrısı, titreme, kusma ve sırt ağrıları ile başlar. Ateş, 40 dereceye kadar yükselir. Fakat 10. günden sonra düşmeye başlar. Öksürük, kısa sürelidir. Balgam, kanlı ve yapışkandır. Hastanın yüzü kızarmış, dudaklarının etrafı kabarmış, cildi kuru ve dili de paslıdır. Geceleri kriz gelebilir.
- Virüs Zatürreesi : Virüslerin neden olduğu bir çeşit zatürreedir. Ya aniden ya da bir soğuk algınlığı sonunda görülür. Lober pnömoniden daha hafif geçer. Hastalığın ateşi 39 dereceye kadar yükselir. Kendini son derece yorgun hisseder. Öksürüğü kuru fakat az balgamlıdır. Kol ve bacaklarında da ağrılar vardır.
- Bronköpnomoni : İyi tedavi edilmeyen grip, boğmaca, bronşit veya kızamıktan sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. Nedeni, akciğer ve bronşların yer yer iltihaplanmış olmasıdır. Hastalık, bronşit gibi başlar, tedbir alınmazsa, 2-3 gün içinde ağırlaşır. Ateş sabahları 38 derece iken akşamları 40 dereceye kadar yükselir. Hastada öksürük, cerahatli ve bazen de kanlı balgam görülür. Halsizdir, nefes almakta güçlük çeker, rengi de soluktur. Doktor tedavisi şarttır. Diğer tarftan, hasta istirahat ettirilir ve morali üstün seviyede tutulur. Yanına fazla misafir kabul edilmez. Ağrı olan tarafına içine sıcak su doldurulmuş şişe konur. Sıcak su buharı teneffüs ettirilir. Ateşi yükseldiği zaman da; vücudu ıslak bezle silinir. Ateş düşürücü ilaçlar verilmez. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Saf zeytinyağı.
Hazırlanışı : Dörder saat arayla birer çorba kaşığı saf zeytinyağı içilir.
Vücut yeterli derecede beslenmezse, kilo kaybeder. Bu durum, bir çok müzmin hastalıklarda ve had hastalıkların hemen hemen hepsinde görülür. Zayıflık, belirli bir hastalıktan kaynaklanıyorsa, ilk önce onu tedavi etmek gerekir. Şişmanlamak için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kişniş, üzüm pekmezi.
Hazırlanışı : Bir su bardağı üzüm pekmezi ile 4 çorba kaşığı kişniş yenir.
Aklın geçmiş olayları, öğrenilen şeyleri saklayıp, zamanı gelince şuur üstüne çıkarıp, hatırlaması kabiliyetine hafıza denir. Bu yeteneklerin geçici olarak kaybolmasına da zihin yorgunluğu denir. Zihin yorgunluğunu gidermek için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Elma, kereviz.
Hazırlanışı : İki adet elma ile 2 adet kerevizin suları çıkarılır. Karıştırıldıktan sonra içilir.
Göğüs veya gövdede ya da yüzde ve gözde, çoğunlukla yalnız bir tarafta olmak üzere görülen ve sinirler boyunca yakıcı ağrılara, zona veya herpes zoster denir. Hastalık başladıktan birkaç gün sonra ağrıların olduğu yerde, bir kırmızılık ve ortasında içi su dolu küçük kabarcıklar görülür. Bu belirtiler bir hafta kadar devam eder. Tedavi için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sirke, zeytinyağı, su.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı soğuk su ile 1 kahve fincanı sirke karıştırılır. Hastalıklı yerlere kompres yapılır. Sonra zeytinyağı ile ovulur. |
Sayfayı Yazdır
|
|
|